Referandum sürecinde, sabah söylediğinden akşam dönen CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için "Tornistan Kemal" demiştim.
Kemal Bey'in bir başka özelliği de yalanlar uydurması, iftiralar atmasıydı. Kâh rakibi, kâh kendisi hakkında günaşırı bir yalan söylüyordu.
Bu alanda öylesine ileri gitmişti ki, Başbakan Erdoğan gibi tecrübeli bir siyasetçiyi bile şaşkına çevirmiş; "Ben böylesini görmedim" dedirtmişti.
Bunun üzerine kendisine "Üfürükçü Kemal" lakabını yakıştırmıştım.
O sözde "üfürükçü" çift anlamlıydı.
1) Üfürmekten, yani yalan söylemek, uydurma laflar etmekten: Üfürükçü...
2) Okuyup üfleyerek hastalıkları iyi ettiğini iddia eden gözbağcı anlamında: Üfürükçü...
CHP gibi pozitivist, laikçi, din karşıtı köklere sahip bir partinin liderine üfürükçü demek eğlenceli olmuştu.
Meğer farkında olmadan hedefi 12'den vurmuşum!
Baksanıza... Erzurum'a giden Kemal Bey, kar yağmamasını AKP'nin bereketsizliğine bağlamış; "Bu hükümetin bereketi yok; olsa Erzurum'a kar yağardı..." demiş.
Benzerini Erdoğan söylese adamı tefe koyarlar. Ne batıl itikadı kalır, ne gericiliği... Anında çağdaş meteorolojiye inanmayan bir bilim düşmanı yapıverirler.
İşin komik yanı ne biliyor musunuz? Kemal Bey ve şürekası da dahil, aynı insanlar, Başbakan Erdoğan'ın çok şanslı bir siyasetçi olduğunu da söylüyor!
Not: Merak ettim. Bereketten söz ettiğine bakılırsa, meteorolojideki 'kar' ile ekonomideki 'kâr'ı birbirine karıştırmış olabilir mi? Yapar mı yapar; onun adı Kemal!