Referandumda "Hayır" demeye hazırlananlar, buradaki gerçek güdünün "Tayyip Erdoğan düşmanlığı" olduğunu itiraf edemiyor. Onun yerine envai çeşit mazeret uyduruluyor.
Paket hem Meclis'ten, hem Köşk'ten, hem de AYM'den geçmiş... Bu saatten sonra "o eksik, bu noksan" demenin ne anlamı var?
Değişiklikler makul mü, değil mi; ona bakmalı... Ancak en aklı başında insanlar bile tuhaf tutumlar takınıyor. Örneğin TÜSİAD Başkanı Ümit Boyner...
"Statükonun yıkılmasından bahsediyorsak, bugünkü yapısıyla YÖK ve Diyanet İşleri olduğu gibi duruyor" demiş. (Milliyet, 14 Temmuz)
Boyner'in bu sözünün, gariban bir işçinin, "Anayasa paketi işsizliğe çare getirmiyor" diye yakınmasından ne farkı var?
Paketin esas amacının Anayasa Mahkemesi ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'ndaki kastlaşmayı kıracak bir reform yapmak olduğunu, siyasi danışmanları ona söylemedi mi?
Madem "çoğunlukçuluk" değil, "çoğulculuk" istiyor Ümit Hanım... Paketin AYM ve HSYK konusunda yaptığının, tam da yüksek yargıda çoğulculuğa kapı açmak olduğunu nasıl görmez?
Abilerim, ablalarım!
Böyle sanal gerekçeler, uygunsuz bahaneler öne süreceğinize... "Sandıktan 'Hayır' çıkarsa, Tayyip Erdoğan'ın karizması çizilir... Bu da genel seçimlere yansır" deseniz... Gönlünüzde CHP+MHP Koalisyonu yattığını bir itiraf etseniz...
Bakın nasıl rahatlıyorsunuz!