Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Paylaşımcı Kemalistler

Kürt/PKK sorununa bakış açıları çeşitli. Kimi "PKK silah bırakmadan, Kürtlerin talepleri karşılanamaz" diyor. Kimi, "PKK saldırsa da, Açılıma devam etmek gerek" görüşünde.
"Milliyetçi bakış" söz konusu olduğunda ise akla daha çok MHP Başkanı Devlet Bahçeli'nin "asalım-keselim" söylemi gelmekte.
Peki, milliyetçi/ulusalcı yaklaşım bundan mı ibaret? Değil! Ama önce karşılaştırma yapabilmek için geçmişe uzanalım:

* * *

Cumhuriyet kurulurken, "Müslümanlara dayanan ama dini dışlayan bir ulusalcılık" geliştirilmişti.
Yani Balkanlar'dan ve Kafkaslar'dan gelen her türden Müslüman'a, "Sen Türksün" denmişti.
Gayrimüslimler ise Kemalizm tarafından "yeteri kadar Türk" görülmemiş, ülkeyi terk etmeleri teşvik edilmiştir.
Sonuçta bir avuç Ermeni'miz, bir avuç Rum'umuz ve bir tutam Yahudi'miz kaldı. (Hakeza Süryaniler ve diğer gruplar...)

* * *

Kemalizm, Müslüman'ı Türkleştirerek bir millet yaratma modeliydi.
Balkan ve Kafkas göçmenleri... Çerkezler, Abazalar, Gürcüler, Boşnaklar, Arnavutlar ve diğer gruplar, hem Osmanlı, hem Cumhuriyet döneminde yurt sathına özenle serpiştirilmişti.
Bu gruplar milliyetçilik yapamadı. Dilsel ve kültürel farklılıkları, folklorik bir çeşitlilik olarak kaldı.
Kürtler hariç!
Evet, Kürtler de Müslüman'dı ama yüzyıllardır aynı yerde yaşıyor, bölgede çoğunluğu oluşturuyor ve Kürtçe konuşuyorlardı.
Kemalist model, orta Anadolu'da ve denize yakın bölgelerde çalıştı. Ama iş Kürtlere gelince duvara tosladı. Çaresiz kaldı; sopaya ve silaha sarıldı.
Atatürk iktidarında, irili ufaklı 16 isyan olduğunu söylüyor bazı araştırmacılar.
Kemalizm, teknik anlamda ırkçı değildi. Çünkü ırkçılığın tipik modeli, dışlama yöntemiyle milleti saflaştırmaktır.
Kemalizm ise kapsayıcıydı: Onun sorunu, herkesi Türk ilan etmeye kalkışmasındaydı.
Peki, günümüzde Kemalizm ne durumda?
Bir kısmı Bahçeli gibi asalım keselim derdinde... Bazısı "Ee, canım dillerini konuşsunlar tabii" havasında... Ağır devletçi Gündüz Aktan rahmetli, "Böyle giderse tahammülümüz kalmayacak, tehcir alternatifini düşüneceğiz" diyordu.

* * *

Bu kadar mı? Değil.
Bir de "Paylaşımcı Kemalistler" çıktı. Aslında yeni değiller, epeydir varlar ama sayıları son zamanlarda artıyor. Kapsayıcı değil, dışlayıcı bir tavır alıyorlar.
Şöyle diyorlar kabaca:
"30 bin Kürt militan öldü. Ordu 5 bin şehit verdi. 5 bin de sivil öldü... Ayrıca on binlerce yaralı var... Bu şartlar altında, geçmişi unutup yeniden kardeş olmak mümkün değil... Oturalım masaya, sınırlar konusunda anlaşalım..."
Bunları söyleyen arkadaşıma, "Yani 'bölücülük' yapıyorsun" dedim şakayla karışık.
Cevabı gayet ciddiydi. "Bölücülük değil, paylaşma!" dedi: "Ülkeyi birlikte kurduk ama... Mademki anlaşamıyoruz; herkes kendi payını alıp kenara çekilsin."
"Paylaşımcı Kemalist" arkadaşım başka şeyler de söyledi. Ama işin esası buydu: "Barışmamız mümkün olmadığına göre, malları paylaşarak boşanalım."
Bunlar benim uydurduğum sözler değil. Gerçekten böyle (ve daha fazlasını) düşünenler var.
Not: "Herkes barış için bir yol ararken bu yazı da neyin nesi" diyeceksiniz. Haklısınız. Ama önümüzdeki aynı zamanda bir Türk sorunu: Bir mucize olsa da, PKK bugün silah bıraksa, "Sakın gelmesinler" diyecek çok Türk var.
Gerçekçi olalım, bunu da hesaba katalım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA