Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ dün yine had bildirmeye çalıştı. Bakın ne demiş:
"Terör olaylarını, TSK ile ilişkilendirmeyi, PKK destekleyicileri ve PKK sempatizanları yapabilir. Ancak böyle ilişkilendirmeleri, bu amaca yönelik imalı konuşmaları siyasiler, akademisyenler ve medya mensupları yapamaz, yapmamalıdır. Türkiye Cumhuriyeti hukuk devletidir. Her şey, yasalara uygun olarak yürütülür. Ciddi hukuk devletinde imalı konuşmalara, dedikodulara yer yoktur."
O halde soralım:
Şemdinli'deki Umut Kitapevi'ne bomba konulması neydi? Bombacılardan biri için dönemin KKK Org. Yaşar Büyükanıt'ın "Tanırım iyi çocuktur" demesi neydi? Olaya bakan Van Savcısı'nın doğduğuna pişman edilmesi neydi?
Başbuğ'un, "TSK'nin gömülü silahı yoktur" ve "Bu silahlar ordunun değil" açıklamalarının ardından topraktan çıkan ve TSK malı silahlar neydi?
Eylem Planları neydi?
Başbuğ'un mantığına göre bu olaylar hukuk devletine uygun. Onun mantığına katılmayanlar da PKK sempatizanı. Mantıkla mıntıka karışmış galiba.