Leonard Cohen konserinde etrafa dikkatlice bakmıştım. 5 binlik Açık Hava Tiyatrosu'nda hiç türbanlı yoktu. Gözüme türbanlı tek kız dahi çarpmadı.
Sezen Aksu, Sami Yusuf, Alişan gibi sanatçıların, hatta heavy metal gruplarının konserine giden türbanlılar, Leonard Cohen gibi önemli bir sanatçıyla ilgilenmemişlerdi.
Üstelik konser öncesi, 'Filistin Halkıyla Dayanışma Derneği' üyeleri 'Israel'i söyleme' diye bildiri dağıtmışlardı.
Benzeri bir durum Bienal için de söz konusu: Cuma akşamı yine çevreye baktım. Çağdaş dünya sanatından önemli örnekler sergilenmesine rağmen, hiç türbanlı yoktu.
***
Neyse... Diğer yazıda anlattığım protestolara şahit olunca aklıma eğlenceli bir '
türbanlı performans' fikri geldi.
Hani
Kirli Beyaz Türkler, sinemada, tiyatroda türbanlıları görünce, '
Ay bunlar da her yere geliyor' diyorlar ya...
Performansın amacı tam da bu
ayrımcılığın üstüne gitmek olacak. Şöyle bir şey:
Türbanlı kızlar, birörnek giyinerek Bienal açılışına gidecek...
Pardösüleri
dore ya da
lame; başörtüleri de taşlı filan olacak. Göğüslerine o kitsch "ışıklı kalplerden" takabilirler.
Diyelim ki ayaklarında çok yüksek platform topuklu ayakkabılar bulunacak.
Bardan alacakları boş kadehlere, yanlarında getirdikleri vişne suyunu koyup ikişer üçer kişilik gruplar halinde kalabalığa karışacak ve şarap içiyor edası takınarak sohbet edecekler.
Sanatçı ya da modacı olmadığım için yukarıdaki örneklere (lame, ışık, vs.) takılmayın. Onların hepsi değişebilir. Olaya şaşırtıcı bir koreografi eklenebilir.
Burada önemli olan, sanat etkinliklerinde boy gösteren avangart tipler kadar '
sivrileşerek' ahlaksız bir önyargıyı tepetaklak etmek.