Diyelim ki bahçe içinde bir evimiz var. Ancak evin kanalizasyon sistemi bozuk... Pis sular bahçeye taşıyor, oradan da komşunun tarafına geçiyor.
Bu durum bir süre devam ediyor. Kimse sesini çıkarmıyor.
Olaya bakıldığında birilerinin bu tuhaf durumdan kazançlı çıktığını fark ediyoruz.
Pis sular sivrisineğe neden oluyor ama bakkal bundan memnun, çünkü sinek kovucu satıyor. Eczacı da ondan farklı değil.
Komşu evin sahibi yakınmıyor. Çünkü alt kattaki kiracısıyla mahkemelik... Kiracının pis kokan sulardan rahatsız olarak bir an evvel daireyi boşaltacağını umuyor.
***
Derken işler tersine dönüyor.
Bakkalın dükkânı yıkılıyor, yerine apartman yapılıyor. Müteahhit "Semtimizin değerini düşürüyorsunuz" diyor.
Eczacının çocuğu bizim bahçede oynarken mikrop kapıyor. Adam da parayı değil, ailesini tercih ediyor.
Yandaki evin kiracısı çıkıyor. Yeni kiracı bulamayan komşumuzun tepesi atıyor, bizi belediyeye şikâyet ediyor.
Komşular ve belediye hep birlikte kapımıza dayanıyor.
Ancak bizim evin sahibi olan ninemiz, "Bahçeme yabancı adamları sokmam" diye tutturuyor.
Dedemiz kükrüyor: "Onlar yokken ben burada oturuyordum, şimdi kimsenin emriyle hareket etmem!"
Babamız "Param yok" diyor.
Annemiz, "Ben karışmam, babanız bilir" diyor.
Bu şartlar altında ne yapmalı?
O ayrı bir konu.
Ancak şunu kesin olarak öngörebiliriz: Patlak kanalizasyon ya tamir edilecek ya da edilecek!
Aksi halde belediye ve komşular bu evi bize dar edecekler.
***
Kürt meselesiyle ilgili olarak '
Tarihi bir fırsat' yakaladığımız söyleniyor ya...
Fırsat mı, zorunluluk mu?
Hangi açıdan baktığınıza bağlı.
Bence zorunluluk!
Bu kriz bittikten sonra Batı ekonomileri tekrar büyümeye geçecek.
Enerji talebi artacak. Bölgenin
petrolü ve
doğalgazı;
bol,
kesintisiz ve
ucuz bir şekilde Batı'ya aktarılacak. Bunun için de enerji hatlarının geçtiği ülkelerde bir güvenlik zaafı olmaması şart.
Nasyonalistler, '
İcabında 50 yıl daha savaşırız' derken boş konuşuyor.
Senin burada savaşman, enerji hatlarını tehlikeye atman anlamına gelir.
ABD'nin,
Rusya'nın,
Avrupa Birliği'nin ve
İsrail'in buna izin vereceğini mi sanıyorsun?
Sen burada milliyetçi kavgaya tutuştuğun için adamın fabrikası üretmeyecek, evi ısınmayacak, otomobili çalışmayacak...
Hadi canım! Olmaz öyle şey!
Kürt (ve
PKK) meselesinin çözümü bir milli olay değil ki! Bizim milli diye algıladığımız bu durum, aslında doğrudan dünya ekonomisiyle ilişkili.
Bugün
nasyonalistler (yani:
ulusalcılar,
milliyetçiler ve
Kemalistler) bölünmekten korkuyor. "Kürtlere haklar tanırsak, Türkiye parçalanır" diyorlar.
Bence asıl Kürt sorununu çözemezsek parçalanırız. Dünya ekonomisine yön veren güçler Türkiye'yi ikiye böler.
Diyarbakır ile
Erbil'i birleştirirler. (Çekilecek acılar da umurlarında olmaz.)
Bu tahminler abartılı olabilir ama işin esası böyle.
Barış içinde yaşayan,
demokratik,
güvenli ve
güvenilir bir Türkiye, büyük güçlerin çıkarınadır.
Açılımı baltalayanlar, enerjiyi pahalı hale getirdikleri için tasfiye olacaklardır.