Nerede kalmıştık? Cumartesi akşamı iyi bir haber aldım: Emekli Yargıtay savcılarından Ahmet Gündel ajanslara yazılı bir açıklama yaparak söylediklerini tekrarlamıştı.
Böylece perşembe günü yazdıklarımın spekülasyon olmadığı anlaşılacak, programı seyretmeyen okurlarımız da bu haber sayesinde bilgilenecekti.
***
Ama hoş sürpriz pazar sabahı buharlaştı.
Ahmet Gündel'in açıklaması, cumartesi günü internetteki bütün ciddi haber sitelerinde çıktıktan sonra, pazar günü de birçok gazetede yer almıştı. Bizimki hariç!
Okurlarımız, onun yerine,
Aleviler adına konuşan bir zatın, kendisine yapılan muz ortaları ve yaratılan penaltıları, gole çevirmesini okudu. Bir nevi '
advertorial'.
Tamam konuşsun da, insan hiç olmazsa tartışmaya yol açan asıl konuya değinir değil mi? Yani:
Yüksek yargının aldığı kararlarda mezhepsel kaygılar rol oynuyor mu?
Yüksek yargı erbabının inanç kompozisyonunda bir dengesizlik var mı?
Bu konulara hiç girmiyordu çünkü asıl amacı zaten onların konuşulmasını, 'hakarete uğradık' lafazanlığıyla engellemekti.
Biz enerjimizi başka konulara harcarken, birileri de
Ergenekon davasını saptırmak için uğraşacaktı.
***
Pek sevgili gazetemiz, Ahmet Gündel'in açıklamalarını (bırakın o zatın gözüne sokacak biçimde yer vermeyi) hiç görmemeyi tercih ettiği için de, ortaya garip bir tartışma çıkıyordu.
Bu zat ana meselenin konuşulmasını engellemek için, yıllardır söylenenlere sanki yeniymiş gibi şimdi cevap veriyordu.
Biliyorsunuz, ben dahil birçok kişi Alevi kitlelerin cumhuriyet mitinglerini desteklediğini
2007'den beri söylüyor.
Bu zat ise '
Mitingler yasaldı' demekte. Sanki biz aksini iddia ettik! Yasal olması, mitinglerin ardındaki darbeci zihniyeti meşru mu kılar?
Aradan iki yıl geçmiş, neyin ne olduğu anlaşılmış, bu zat hâlâ perde arkasında Ergenekoncuların olduğu mitingleri masum gösterme çabasında.
Hele şu "Aleviler genel nüfusun yüzde kaçı" tartışması daha da gülünçtü: Yüzde 15 değilmiş, 20 milyonmuş yani yüzde 30'a yakınmış.
'
Ufak at!' deyip gerçeğe gelelim:
Tarih Mart 2007... KONDA'nın Milliyet için yaptığı '
Biz Kimiz' araştırmasında "Türkiye'deki Alevilerin sayısının
5 milyona yaklaştığı" söyleniyor.
Yani
Tarhan Erdem'in şirketine göre,
70 milyonluk nüfusta, Alevi oranı
yüzde 7 (yedi!).
Ben buna karşı çıktım o tarihte.
Binnaz Toprak ile
Ali Çarkoğlu'nun TESEV için yaptığı, "Değişen Türkiye'de Din, Toplum ve Siyaset" (2006) adlı araştırmasını şahit göstererek dedim ki:
Bu sonuç yanlış! Çünkü insanlar doğru cevap vermekten kaçınıyor. "Alevi misiniz" diye sorulduğunda 'Evet' diyenler
yüzde 6.1 çıkıyor.
'
En önemli din büyükleri kim?' diye sorulduğunda ise '
Hz. Ali ve Hacı Bektaş Veli' diyenler bir anda
yüzde 14.3'e fırlıyor!
İşte '
Nüfusun yüzde 15'ini oluşturan mezhep' derken benim bilgim böyle araştırmalara dayanıyor. (Binde 7 de bonus vermişim.)
Şimdi söyleyin bakalım, asıl '
cahil ve bilgisiz' olan, ben miyim, yoksa "
Yüzde 30" diyen o terbiyesiz zat mı?
Bitmedi. Daha diyeceklerim var! Yarın.