Haftanın eğlenceli olaylarından biri, Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu'nun, cinsiyet ayrımı olmayan bir yerde, cinsiyet ayrımını keşfederek, Başbakan Erdoğan ve GK Başkanı Başbuğ ile dolu basında kendine yer bulmasıydı.
Olayın geçmişi Haziran başında yapılan bir Açıköğretim sınavına dek uzanıyor.
Sınavda şöyle bir soru vardı:
8 Aşağıdakilerden hangisi kadına özgü bir davranış olarak kabul edilir?
a) Çokbilmişlik, b) Baskıcılık, c) Konuşkanlık, d) Mantıksal düşünme, e) Kendine güvenme.
Sorunun doğru cevabı (c) şıkkı gözüküyordu: "Konuşkanlık."
***
Bu soru bazı gazetecilerde infial uyandırdı. Böyle rezalet olur muydu, burada devlet eliyle cinsiyet ayrımcılığı yapılıyordu.
Güldük geçtik.
Meğer gayet ciddiymişler.
Bakan Çubukçu'yu yakalayıp sormuşlar: "Efendim bu soruyla cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor; değil mi?"
Habere bakılırsa, Çubukçu da '
sert tepki' göstermiş: "Evet arkadaşlar, burada cinsiyet ayrımcılığı yapılıyor" demiş.
***
Madem siz işi ciddileştirdiniz, biz de konuyu ciddi biçimde ele alalım:
1) Soru '
... davranış olarak kabul edilir' ibaresini kullanıyor. Yani toplumdaki bir kanıya, bir yargıya atıfta bulunuyor.
Yalan mı? Çıkın sokağa.
100 kişiye sorun. Kadınlar da dahil,
99'u "Konuşkanlığın" kadına özgü bir davranış olduğunu söyleyecektir.
Bu kanı doğru mu, yanlış mı? İyi mi, kötü mü? O ayrı bir tartışma konusu. Bizi ilgilendiren, toplumda böyle bir görüşün varlığı.
Demek ki eğer bir cinsiyet ayrımcılığı varsa, bunu sınav sorusu yapmıyor, toplum yapıyor.
2) Gelelim gerçeğe; yani bilimsel gerçeğe... İstatistiksel olarak, erkeklere kıyasla kadınlar daha mı konuşkandır?
Evet, öyledirler!
Birçok araştırma bu gerçeği apaçık gösterdi. Hatta son olarak
ABD'li nöropsikiyatr
Louann Brizendine'in araştırması, erkeklerin ağzından günde ortalama
7 bin kelime döküldüğünü, kadınların ise
20 bin kelimeye kadar çıktıklarını ortaya koydu.
Brizendine'e göre bunun nedeni, kadınlardaki
duygu ve
hafızaya ilişkin sinir hücrelerinin, erkeklerden yüzde
11 daha fazla olması.
Bir bağlantı daha: Konuşurken ve
orgazm olurken kadınlarda
aynı beyin bölgeleri hareketleniyor
Yani çoğu kadın için konuşmak,
mini orgazm hissi yaratıyor.
***
Özetle kadınların daha konuşkan olması konusunda, toplumun kanısıyla, bilimsel çalışmalar örtüşüyor.
Hadi toplum cinsiyetçi, bilim ve istatistik de mi cinsiyetçi? Bunca araştırmanın hepsi mi yanlış?
Modern hurafeler yaratacağınıza üç beş kitap okuyun.
Not 1: Nimet Çubukçu gazetecilerin sorusuna enine boyuna düşünmeden cevap vererek hem toplumu, hem de bilimi doğrulamış oldu. Ama mazereti var: O bir siyasetçi.
Not 2: Yazdıklarımdan kuşku duyanlar, önce
Louann Brizendine'in '
Kadın Beyni' ('The Female Brain') adlı kitabını okusun. Türkçeye de çevrildi. Say Yayınları.
Brizendine Hanım, kadınların duygu dünyasını süper otobana, erkeklerinkini ise kasaba asfaltına benzetiyor; bunu da bilin yani.
Not 3: Sakın, "Ama benim tanığım bir kadın var, ağzından lafı kerpetenle alıyoruz" ya da "Peki
Mehmet Ali Erbil'e ne diyeceksiniz" gibi ahmakça itirazlarda bulunmayın. Burada bireylerden değil,
ortalamalardan söz ediyoruz.