Askeri Savcılık, geçtiğimiz cuma günü Taraf gazetesinde yayınlanan, 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' başlıklı belgenin, Genelkurmay'ın herhangi bir birimi tarafından hazırlanmadığını açıkladı.
Açıklama bana tatmin edici gelmedi. Bunun birkaç sebebi var:
1) Daha önce de askeriye içinde benzeri eylem planları, andıçlar hazırlandı ve uygulandı.
2) 'Görevimiz Tehlike' dizisini ya da filmini izlemiş herkes bilir ki bu işlerde 'yakalanana' arka çıkılmaz.
Belge basına sızınca, "ilgimiz yok" denir.
3) Taraf'taki haberde imzası olan Mehmet Baransu, emekli bir orgeneral ile konuşmuş.
General, söz konusu planın, Ocak 2009'da hazırlanmaya başlandığını söylüyor. Yani bir sürü kişinin bundan haberi var.
(Not 1: Bu bilgi büyük olasılıkla doğrudur. Çünkü emekli olsa da bir subayın eski arkadaşlarıyla ilişkisi bitmez. Kahveye çıkmayan emekli generaller, orduevlerinde memleket meselelerini konuşurlar.
Bazısı kurumda "yarı resmi" ya da "gayri resmi" görevler de alır.)
Ayrıca emekli orgeneral, Baransu'ya, 2003 yılında hazırlanan benzeri iki planı vermiş. Bir aksilik olmazsa o belgeler de bugün (16 Haziran) Taraf'ta yayınlanacak.
Baransu sormuş: "Paşam bu raporları bana vererek suç işlemiyor musunuz?"
Cevap: "Kanunsuz işler ne zamandan beri devletin gizli belgesi oldu?"
(Not 2: Halkı ve hükümeti hedef alan psikolojik operasyon planları hazırlamak suçtur. Gördüğünüz gibi subaylar da bunun kanunsuz olduğunu bal gibi biliyor. Ama bu ülkede bazı suçlar normalleştirildi.
Buna bir son vermek gerek.)
***
İşte bunları düşündüğünüz zaman savcılığın açıklaması tatmin edici gelmiyor.
Belli ki bu iş yapılmış.
Yapılmış ama kim yapmış?
Emir GK Başkanı Org. İlker Başbuğ'dan mı gelmiş?
Yoksa, Baransu ile konuşan emekli orgeneralin dediği gibi bu tip işlere soyunan bir ekip mi var?
(Not 3: Emekli orgeneral, "Kara Kuvvetleri Komutanlığı yaptığı dönemde, yanlış işlere karışan bu ekip hakkında İlker Başbuğ'u uyarmıştım, o da böyle şeylere izin vermeyeceğini söylemişti" diyor.)
***
Eğer hazırlanmasını Org. Başbuğ istemediyse nasıl oluyor da bu plan yapılıyor?
Darbe Günlükleri'nde bunun cevabını görmüştük. Bazı komutanlar, GK Başkanı'nın bilgisi ve emirleri dışına çıkabiliyor.
Mesela önce bir plan hazırlıyor ve sonra da GK Başkanı'nı bunu uygulamaya zorluyorlar.
(Zorlamanın klasik taktiği de 'İrtica yayılıyor ama siz seyrediyorsunuz' şeklinde oluyor.)
Yani işler dışarıya sunulduğu gibi yürümüyor. Belli bir pozisyondan sonra disiplin bozuluyor. Emir komuta zinciri kırılıyor. Herkes kendi siyasetini güdüyor.
İşte bu yüzden GK Başkanları kendi arkadaşlarına karşı da dikkatli olmak zorunda kalıyor. Hatta bu dikkat, canını sakınmaya kadar varıyor.
Benim tahminim alternatifli.
Birinci tahmin: 1) Plan 'o ekip' tarafından hazırlandı. 2) Başbuğ'u yıpratmak isteyen 'bir ekip' tarafından medyaya sızdırıldı. (Ancak "o ekip" ile "bir ekip" 'aynı ekip' mi, işte onu bilmiyorum.)
İkinci tahmin: 1) Plan 'o ekip' tarafından hazırlandı. 2) "Başbuğcular" tarafından sızdırıldı. 3) Şimdi o ekibin üzerine gidilecek.
Bakalım hangisi doğru çıkacak?