Dünkü yazımda şunu söyledim: Bir üniversitenin öğrencisi olduğunu, kimliğini ve yüzünü göstererek ispatlayan herkes; yerleşkeye de (kampusa) girer, sınıfa da...
Hem Türkiye'den, hem de yurtdışından yazan bazı okurlarımız buna da itiraz etti.
İşte bir örnek:
* On üç yıldır ABD'deyim. İki üniversitede mastır ve doktora yaptım. Bir başkasında bilim adamı olarak çalıştım. Ayrıca onlarca üniversiteyi de ziyaret ettim. Ama hiçbir üniversitenin kampusuna girerken kimlik kontrolü yapıldığını görmedim. Böyle bir uygulama yok.
Öğrencilerin girdiği hemen her yere (yurtlar ve bazı binalar hariç) halk da girebiliyor. Kütüphane ve kafeteryalar da herkese açık. Türk üniversitelerindeki kimlik kontrolü ise bana "nizamiyeyi" hatırlatıyor ve tuhaf geliyor. (Ruhi Sarıkaya, ABD)
* Üniversite, Kuzey Amerika örneklerindeki gibi aynı zamanda "toplumsal hizmet kurumu" olmalıdır. Üniversite kitaplığı halka açık olacak. Spor tesislerini belirli saatler ve şartlarda halk da kullanacak. Konserleri, sergileri herkes izleyebilecek. Bunlar üniversitenin "aydınlatma" görevine dahildir. Ama kampusları tel örgülerle kuşatarak bunu yapamazsınız. (Aygen Toruner, Kanada)
Cevap: İlkesel açıdan okurlarımız haklı. "Uygar" bir üniversite böyle olur. O günleri inşallah biz de görürüz. Ancak: 1) Bu tip bir serbestliği bugün bizde uygulamak mümkün mü? Vandalizmden, provokasyondan, hırsızlıktan korkarım. 2) Öte yanda bizde de kimliğinizi kapıda bırakıp yaka kartıyla bazı etkinlikleri izleyebiliyoruz ama yetersiz.
***
Bazı okurlarımız da, kısaca değindiğim "türban" ve "kopya çekme" ilişkisine takılmış.
Bir okurumuz ise şöyle diyor:
* Küçük 'bluetooth' kulaklıklar, uzun saçın altına da saklanabilir. Türban ise aksine kulaklığın varlığını belli eder. Şu ana kadar sınavlarda kızların, "kulaklarını gösterecekleri şekilde" saçlarını toplaması uyarısı yapılmadı. Madem bu konuda hassasiyetleri vardı, neden daha önce değil de şimdi gündeme getirdiler? Bir de şu var:
Artık dışarıdan görülemeyecek işitme cihazları üretiliyor. Başı açık-kapalı herkes bunları kullanabilecek. Hocalar sınavları birer "kulak burun boğaz uzmanı" ile yaparlar artık. Bu konu çok önemliyse, bir sinyal bozucu cihaz edinsinler. (Cüneyd Yasin Aydınbaş)
Cevap: 1) Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Akaydın'ın "kopya çekebilirler" iddiasına, "anti-türban" kesimden işittiğim biricik "teknik" itiraz olduğu için değindim. 2) Yoksa, 3-5 kız kopya çeker, diye genel bir hak zaten engellenemez.