Çarşamba gecesi bizim Milli Futbol Takımı, Macaristan ile karşılaştı. Maçın en hoş anlarından biri 72'nci dakikada yaşandı:
Mehmet Aurelio, durumu 2-0'a getirerek, "Ya maç bir kaza golüyle berabere biterse" diye kaygılanan herkesi ferahlattı.
Mehmet Aurelio ay-yıldızlı formayla ilk golünü atar atmaz tribünlere koştu ve büyük bir coşkuyla formasını seyircilere göstererek "Ben Türkiye için oynuyorum" mesajını verdi.
Stattaki seyirciler Mehmet Aurelio'ya müthiş bir tezahürat yaparken, takım arkadaşları onu tebrik ablukasına almıştı bile. Kimi boynuna sarıldı, kimi başını okşadı.
Biz de ekran karşısında aynı hislerle o coşkuyu paylaşıyorduk.
Yukarıdaki başlıkta 'anayasa' kelimesi geçiyor... Peki Mehmet Aurelio'nun anayasa ile nasıl bir ilişkisi var? Ya da şöyle soralım: Nasıl bir ilişkisi olmalı?
Bildiğiniz gibi Aurelio, Brezilya kökenli bir futbolcu. Trabzonspor'da top koşturdu. Şimdi Fenerbahçe'de...
O arada vatandaşlığa geçmek için başvurdu. Gereken işlemleri yerine getirdi. Ve Temmuz 2006'da Türkiye Cumhuriyeti'nin vatandaşı oldu. Yasal açıdan gerekmemesine rağmen kendi isteğiyle "Mehmet" adını aldı.
Milli Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim, Mehmet Aurelio'yu göreve çağırdığında, destekleyenler kadar, karşı çıkanlar çok olmuştu.
Milliyetçilere inat!
Olaya "milliyetçi" açıdan bakanlar "Aurelio'nun Milli Takım'da oynamasını içime sindiremem... Bu adam İstiklal Marşı'nı dahi okuyamaz" diyordu.
Çarşamba gecesi farklı kesimlerden insanları bir araya getiren İnönü Stadı'nı dolduranlar ise, Mehmet Aurelio'ya karşı "milliyetçi bir tavır" alanlara katılmadıklarını, ona yaptıkları tezahüratla gösterdi.
Evet, Brezilya doğumluydu... Adı Mehmet'ti ama Müslüman değildi, Hıristiyan'dı... Türkiye tarihiyle bir bağı, bir yakınlığı yoktu... Etnik yapısı başka diyarlarda şekillenmişti... Türkçe'si biraz kırık döküktü... 30 yaşındaydı ve futbolu bıraktıktan sonra belki de doğduğu topraklara dönecekti...
Ama o 'bizim' vatandaşımızdı!
Bizim değerlerimizi, bizim amaçlarımızı paylaşıyor, bizimle birlikte üzülüyor, bizimle birlikte seviniyordu.
72'nci dakikada kime sorsanız şöyle derdi: "Rakip Brezilya da olsa, fark etmez. Mehmet Aurelio o golü yine atar ve aynı coşkuyla tribünlere (yani 'bize'!) koşar."
Gelelim anayasa meselesine...
Henüz yürürlükte olan '1982 Anayasası' Mehmet Aurelio'yu vatandaşlığa kabul eden ama onu "yeteri kadar" Türk saymayan türden bir anayasa.
'Defolu' vatandaşlık
Hem anayasada, hem de kanunlarda öyle maddeler var ki Mehmet Aurelio ne yapsa boşuna. Uygulamaya ve ideolojiye geldiğimizde ise durum daha da kötü.
27 Nisan gecesi, Genelkurmay'ın internet sitesinde yayınlanan bildiride şöyle deniyordu: "Ne mutlu Türk'üm diyene' anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır."
Yani "mevcut durumda" Mehmet Aurolio vatandaş olmasına vatandaş ama "defolu" bir vatandaş.
Peki halka göre "bizden olan" Mehmet Aurelio'yu nasıl tam vatandaş yapmalı?
Anayasal yurtsever
Bunun için önerilen kavramlardan biri "Anayasal Yurtseverlik". Alman düşünür Jürgen Habermas'ın ortaya attığı bu kavram, "etnik köken" ya da "ortak tarih" yerine, çağın gereklerine ve Avrupa Birliği hedeflerine uygun olarak, "paylaşılan değerleri" öne çıkarıyor.
Etnik ya da tarihsel açıdan baktığınızda "yarım yamalak vatandaş" olan Mehmet Aurelio... Bizim değerlerimizi yürekten paylaştığı ve hatta bunu uygulamada da gösterdiği için "Anayasal Yurtseverlik" bağlamında bir "tam vatandaş"!
"Anayasal Yurtseverlik" kavramı kabul edilir mi, yoksa başka bir formül mü bulunur? Bilemem.
Ama yeni anayasa öyle kurgulanmalı ki Mehmet Aurelio "tam vatandaş" olmalı.