CHP İstanbul milletvekili Bülent Tanla geçen gün HaberTürk kanalında ilginç bir anısını anlattı. Tanla bu anısını başkalarına söyleyebileceğine dair Süleyman Demirel'den izin aldığını da özellikle belirtti.
1991 seçimleri için, o dönem sahibi olduğu araştırma şirketi ile DYP'ye hizmet vermektedir Tanla. Son araştırmayı da yapıp Demirel'e gönderir. Buna göre DYP'nin oyu yüzde 27'dir. Seçimden bir gün önce TV'de haberleri seyrederken Demirel'in elindeki kâğıt destesini sallayarak halka şöyle hitap ettiğini duyar: "İşte araştırma. Yüzde 42 ile DYP ilk parti. Pazartesi iktidarız!"
Tanla telaşlanır: "Allah, Allah! Bu yüzde 42 de nereden çıktı? Acaba son araştırma Demirel'e ulaşmadı mı? Bir karışıklık mı oldu?"
Hemen Ankara'yı arar. Gece Demirel'den telefon gelir: "Gözlerinden öperim kardeşim. Beni aramışsın. Hayrola?"
Tanla rapordan, araştırmadan filan söz eder. Özetle "Nereden çıktı bu yüzde 42" diye sormaktadır. Demirel ne cevap verse beğenirsiniz? Aynen şöyle: "Kardeşim, herkes kendi işini yapsın." Ve telefonu kapar.
Araştırmanın sonuçları elbette Demirel'e ulaşmıştır. Ama o, kendisini dinleyenlere 'yanlış bilgi' vermiştir. (Sonunda DYP, aynen araştırmada saptandığı gibi, yüzde 27.03 ile birinci parti çıkmıştı sandıktan.)
Acaba Demirel'in o sözlerine güvenerek, tercih değiştiren seçmenler oldu mu? Bunu bilmiyoruz. Ancak bazılarının, "Oyum boşa gider" kaygısıyla, gönlünde yatan 'küçük' parti yerine, 'büyük' partiyi tercih ettiğini düşünebiliriz.
2007 seçim yılı. Her taraftan araştırma, rapor, tahmin, rakam, oran yağacak. Kimi kendini birinci parti ilan edecek, kimi yükselişe geçtiğini söyleyecek. Bunları ciddi 'yalan payı', pardon, 'hata payı' bırakarak dinleyin. Araştırma şirketlerini suçlamakta da acele etmeyin. Çünkü herkes kendi işini yapıyor!