Engin Ardıç yüksek eğitim sistemimizle maytap geçiyor: "On beş yeni üniversite, pardon, 'yüksek lise' açılıyormuş... Bunlar araştırma yapan kuruluşlar değil, doktor, avukat, mühendis falan yetiştiren yüksek 'meslek okulları'... Amaç elbette bilim ve düşünce üretmek değil, 'Atatürk devrimlerine yürekten bağlı genç kuşaklar' yetiştirmek. Bizde üniversite böyle algılanıyor, utanmasalar lisedeki gibi 'milli güvenlik' dersi de koyacaklar, ardından diş koruma, iş bilgisi, dikiş nakış dersleri, hal ve gidiş notu falan da gelecek." (Akşam, 3 Aralık)
Ardıç'ın dediği doğru da, önemli bir noktayı eksik bırakmış: Ekonomi...
Konuyu açmadan önce bir veriyi aktarayım... Güngör Uras hesaplamış: Kısaca 'Mülkiye' denilen Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okuyan bir öğrencinin yıllık maliyeti 4 bin 365 lira. (Milliyet 4 Aralık)
İşte esnafın ve ev sahiplerinin gözü üniversite açılmasıyla kente akacak o paralarda. Mesela yazın güneye inerken Muğla Üniversitesi'nin önünden geçiyorum. Son yıllarda sürüyle dükkan açıldı o civarda. 'Outlet'ler, blucinciler...
Her il en az bir üniversitesi olsun istiyor. Niye? Bilim için mi? Yoo... Esnaf mal satacak. Sinema salonu, kafeler filan açılacak. Diyelim ki 300 liralık evi, 450'ye kiralıyorlar. 3 öğrenci 150'şerden bölüşüyor.
Devlet ekonomiden çekilirken başka yöntemlerle para akıtıyor o kentlere. Eh, hem halkı memnun ediyorsun, hem de 'rejime bağlı' insanlar yetiştiriyorsun. Bir taşla birkaç kuş birden.
Efendim araştırma yapmıyorlarmış, bilim ve fikir üretmiyorlarmış... Keşif ve icatları yokmuş. Engin Ardıç'ın canını sıktığı şeye bak; o kadarı da kusur kalsın.
Hem zaten yeni fikirleri öğrenmek ve tartışmak isteyen mi var? Bakın mesela Gazi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Kadir Cangızbay tehdit ediliyor. Niye? DYP Başkanı Mehmet Ağar'ın "Dağda silahla dolaşacaklarına, ovada siyaset yapsınlar" sözünü olumlu bulduğu için...
Otomobilinin lastiklerini patlatıp aracın üstüne "Üniversite bir kaledir, senin gibilerini sokmayız. Sabrımızı zorlama" diye not bırakmışlar. Ders çıkışında da "Döveriz haaa" demişler. (Radikal, 4 Aralık)
Gülünç olan şu: Aslında o söz, yeni bir fikrin ifadesi değil. 1980'lerden beri söyleniyor. Yeni olan Mehmet Ağar'ın ağzından işitmemiz. Yani bırakın yenisini, bunlar eski fikirlere dahi tahammül edemiyor.