Kalite Derneği (KalDer) ile Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (TÜSİAD) düzenlediği 15'inci Kalite Kongresi yarın başlıyor. İki gün sürecek toplantılar İstanbul'daki Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde yapılacak. Konu: 'Düşünce Kalitesi ve Küresel Yönetim.'
Merak edenler çıkacaktır: "Mal ve hizmetleri anladık da, düşüncenin de kalitesi olur mu?"
Evet olur! Çünkü düşünce; kurulan, üretilen, uygulanan ve işletilen bir zihinsel etkinliktir.
Düşüncede kalite, 'aynı fikirde olmak' değildir. Siyasetten ekonomiye, kültürden spora, bilimden inanca, fikirlerimiz farklı olabilir. Hatta farklılık iyidir.
Önemli olan ortaya sürülen fikrin kalitesidir. Yani akla-mantığa uygun ve gerçekçi olmasıdır.
Konferansın ikinci teması olan küreselleşmeden örnek vereyim: Haftasonu gerçekleştirilen MHP Kurultayı'nda küreselleşme karşıtı sözler, en büyük alkışı aldı. Nedir küreselleşme? Özetle, 'bilişim çağının kapitalizmi'dir. Yani bilgisayarlar ve her türlü iletişim aracı (internet, cep telefonu, uydular vs.) sayesinde sermayenin dünya ölçeğinde hareket etmesidir.
"Küreselleşmeye karşıyım" diyenlere sormak gerek: Cep telefonunuzdan, bilgisayarınızdan, internet bağlantınızdan vazgeçmeye hazır mısınız? İktidara geldiğinizde Türkiye'ye yatırım yapmış yabancı sermayeyi kovacak mısınız? Başka ülkelerde yatırımı olan Türk işadamlarına, "Kapat fabrikanı, Türkiye'ye dön" mü diyeceksiniz?
Bu sorulara 'evet' demeden, tutarlı ve gerçekçi bir biçimde 'küreselleşme karşıtı' olamazsınız. Eğer küreselleşme karşıtı düşüncenizde 'kalite' arıyorsanız, yukarıdaki sorulara 'evet' demeniz gerekir.
Tabii bu da, Türkiye'nin dünyayla bağının kopması, Enver Hoca yönetimindeki Arnavutluk'a ya da Kuzey Kore'ye dönüşmesi demektir. Hedefiniz gerçekten bu mu?
Küreselleşme, karşı olunacak değil; yönetilecek, yani zararları azaltılırken, faydaları çoğaltılacak bir süreçtir.
Not: Bunları yazdım diye, bazı okurlar köpürecek. Peki tepkilerini nasıl ifade edecekler? Cep telefonu ve internet aracılığıyla... Yani karşı olduklarını iddia ettikleri teknolojiyi bizzat kullanarak!