Geçen gün burada ABD'de çıkan bir kitaptan söz etmiştim: "Hiç Yaşamamış En Etkili 101 Kişi". Kitap Marlboro kovboyundan Noel Baba'ya, James Bond'dan Barbie bebeğe Batı'yı hatta dünyayı etkileyen kurguhayali kahramanlar üzerineydi.
Ben de bizimkilerden gelişigüzel birkaç örnek verdim: Karaoğlan... Karadenizli Temel... Rüyalara giren Ak Sakallı Dede... Keloğlan... Ağlayan Çocuk (posteri çizen Türkler değil ama çok içselleştirdik)... Çalıkuşu Feride... Kurtlar Vadisi dizisindeki Polat Alemdar...
'Tecavüzcü Coşkun'da bir antikahraman olarak bu kategoriye girer mi dersiniz? Her ne kadar gerçek bir insana (Coşkun Göğen) dayansa da, tipleme olarak onu aşmış; popüler kültürün parçası haline gelmiştir.
Okurlarımız da eklemeler yaptı: Ahmet Ayaz: Sarı Çizmeli Mehmet Ağa, Tarkan (çizgi roman ve film kahramanı), Cin Ali, Avanak Avni, Arap Kadri.
Süleyman Uyan: Malkoçoğlu, Kara Murat.
Emre Tekgür: Karagöz-Hacivat, Hezarfen Ahmet Çelebi (gerçekten kanat takıp Galata'dan Üsküdar'a uçtu mu uçmadı mı bilmiyorum ama Ahmet Çelebi gerçek bir kişiliktir.)
Salih Atlı: Yüzbaşı Volkan.
Mehmet Kapanoğlu: İçimizdeki İrlandalılar (bu çok hoşuma gitti!)
***
Konuyu tekrar ele aldım çünkü sanıldığından daha önemli. Hayali kahramanlar halkın imgelemiyle (muhayyilesiyle) yani kendini ve geçmişi algılama biçimiyle yakından ilgilidir.
Bu kahramanların teki ya da tamamı sosyal psikoloji dalındaki bir mastır tezinin konusu olabilir. Çünkü rüyalara girerler, filmleri çekilir, bir ünlünün lakabı haline gelebilirler.
Hatta 'Ulubatlı Hasan' gibi ideolojik kavgaların parçası dahi olabilirler! Bazı ciddi tarihçiler, Ulubatlı Hasan'ın hayali bir kahraman olduğunu... Böyle bir Osmanlı askeri yaşamış olsa dahi, elimizde onun hakkında somut deliller bulunmadığını söyler. İlginç olan o araştırmacılara, tarih bilgisi ilkokul seviyesindeki vatandaşların, "Vay sen Ulubatlı'nın hayali olduğunu nasıl söylersin" diye bağırıp çağırmalarıdır.
Aslında önemli olan, Ulubatlı'nın kim olduğu değildir. Halk onu gerçek bellemiştir ve zihnindeki bu imgenin bozulmasını istememektedir. Yani Ulubatlı'ya değil, kendi tasavvurlarına sahip çıkmaktadır.
Bu arada Muharrem Kaşıtoğlu'nun "60'lar Hikâye, 70'ler Terane, 80'ler Şahane" adlı kitabına (Birharf Yay.) baktım da... Bizim ürettiğimiz hayali kahramanlar ne kadar az!
Buna karşılık 'Beyaz Gölge' (Koç Reeves) dizisi birçok gencin basketbole heves etmesine yol açmış, 'Temel Reis' ıspanağı tartıştırmış, 'Voltan' fantastik dünyalara ilişkin hayallerimizi kamçılamıştı.
Batı popüler kültürünün parçası olan kahramanlar, uzun yıllarca varlığını sürdürüyor. Mesela hâlâ James Bond filmi çekiliyor. Bakalım bizim 'Robot Çelik' ne kadar dayanacak?