Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Semih Beye niye hayrandım

Dün Semih Balcıoğlu'nu toprağa verdik. Onu niye ayrı bir yere koyduğumu anlatmaya çalışayım.
Hem yurtiçinde, hem de yurtdışında ödüller kazanan usta karikatürcünün birçok kitabı var.
Mesela İstanbul'daki değişimi çizgilerle anlattığı 'Güle Güle İstanbul'... Turgut Özal'ı tiye aldığı 'Karikaturgut'... Karikatürden esinlenerek yaptığı heykellerinin de yer aldığı 'Semih Balcıoğlu' kitabı.
Bense üç eseri çok önemserim.
Bunlardan ilki koca bir yılı, gün be gün; çizgi, yazı, fotoğraf ve gazete kupürleriyle anlattığı 'Çizgiyle 2002 Günlüğü'.
" 2003'te yayınlanan en önemli 10 kitap hangisidir " diye sorduklarında hiç tereddüt etmeden bu kitabın da adını vermiştim.
Semih Beye, " Şunu seri haline getirseniz, her yıl bir tane yayınlasanız ne kadar iyi olur " dediğimde, yakınmıştı: " İsterdim ama dışarıdan göründüğü gibi değil, gayet zahmetli bir çalışma, çok emek ve zaman istiyor. "
Bu açıdan bakmadığım için biraz utanmıştım. Ama 'kabahat' bende değildi.
Elinden düşürmediği sigarasıyla espri üstüne espri yapan, göbeğini hoplatarak gülen, bu meraklı, bu şirin adamın 2002'de 74'üncü yaşını sürmesini göz ardı etmem normal bir durumdu.
2002 Günlüğü'ne bir de 'üretim' yönünden baktım. Ne müthiş bir çaba! Siyaset, spor, magazin, ekonomi, sanat, kişisel arşivinden çıkarıp ilk kez yayınladığı belgeler ve bin bir türlü 'güleriz ağlanacak halimize' enstantaneleri... Vay, vay, vay!
Diğer iki kitap ise bence bir bütün oluşturur:
' Önce Çizdim, Sonra Yazdım' ve ' Memleketimden Karikatürcü Manzaraları'.
İlkinde, odacısından siyasetçisine, şairinden patronuna hayatı boyunca tanıdığı insanları tatlı tatlı anlatır: Nazım Hikmet, Abdi İpekçi, Aziz Nesin, Mehmet Ali Aybar, vb.
Diğeri ise Cemal Nadir'den Bedri Koraman'a, Ramiz Gökçe'den Salih Memecan'a, sadece karikatürcülere vakfedilmiş, örnek çizgilerle bezenmiş bir çalışmadır.
Bu iki kitapta, Balcıoğlu'nun karikatürcülüğün yanı sıra, keskin gözlemlerini gayet incelikli bir biçimde kayda geçirebilen bir yazar olduğuna da şahit oluruz.
Mesela rahmetli Altan Erbulak'ı anlatırken şu notu düşer: "Bazı önemli maçlardan önce ( G.Saray teknik direktörü) Baba Gündüz, çocuklara moral olsun diye Altan'ı kamplara çağırıp şaklabanlık yaptırırmış. Gündüz Kılıç'a bakın, nelerle uğraşıyor. Bir yabancı teknik direktörün böyle bir yöntem aklının köşesinden geçer mi?"
Sevdiklerine takılmadan da edemez bu arada. Mesela Latif Demirci için şöyle yazar: "Az konuşan, sessiz, düzgün ve saygılı insan. O kadar az konuşuyor ki ona ' yazısız' bile diyebiliriz."
' İnsan' Semih Beyi ben çok sevdim. O ayrı konu. Siyasiideolojik konularda hemfikir olmasam da, ' sanatçı' Balcıoğlu'nu hayranlık duymamın sebebi ise 10 karikatürcüden 9'unun yaptığının aksine, kendini çizgiye hapsetmemesi... Sadece çizgiyle yetinmeyip yazıya da el atması...
Karikatürcüler Derneği'ni kurarak, Türkiye Gazeteciler Sendikası'na başkanlık yaparak hayata aktif olarak katılması ve bu tecrübelerini bizlerle paylaşmasıdır.
Nur içinde yatsın.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA