Rejim, demokrasi, özgürlük, eşitlik, insan hakları açısından Türkiye'yi eleştirip duruyoruz. İyi de yapıyoruz: Eleştiri gelişmenin bir parçasıdır. Yine de bazı ülkelerle kıyasladığımızda hiç de fena değiliz.
Üç filmin durumu böyle düşünmeme sebep oldu.
Filmlerden ilki George Clooney'ye Oscar ödülü kazandıran Syriana. Hatırlarsınız: Filmde ABD'nin Ortadoğu petrolünü denetlemek için çevirdiği dümenlerle, bölgedeki iktidar sahiplerinin halkı umursamayan tutumları aynı anda, iç içe anlatılıyor. Film bu 'gerçekçi' tavrı yüzünden ABD'deki yeni-muhafazakârlar tarafından epey eleştirilmişti.
Syriana'nın Ortadoğu'daki macerası ise farklı oldu: Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır (onlar da bir iki cümleyi makasladı) haricinde Arap ülkeleri filme izin vermedi.
Diğer film ise yine Oscarlı Brokeback Mountain filmi. Hani eşcinsel ilişkiye giren iki kovboyu anlatan yapım. Bu film hiçbir Arap ülkesinde gösterim izni alamadı.
Peki ya bizde? Tamam, Syriana, Türkiye'deki sıcak tartışmaların, tabuların bir parçası değil. Ancak 'Brokeback Mountain', eşcinsellik konusunda aşk-nefret ilişkisi yaşayan Türk halkının hassas noktasına dokunuyor.
'Aşk-nefret' ilişkisi derken aklımda, mesela hemen her gece, eve giderken, Kızıltoprak civarında gördüğüm travestiler var. Onlar gayet alımlı, seksi kıyafetleriyle kaldırımda bekliyor... Mercedesli, BMW'li, Cherokee'li adamlar da zınk diye fren yapıp, trafiği altüst etme pahasına pazarlık etmeye çalışıyor. Bazen polis geliyor, 'iş veren ve iş alanlar' dağılıyor... Ancak bir iki gün sonra benzeri sahneler tekrarlanıyor.
Neyse... Lafı uzatmayalım: Brokeback Mountain, Türkiye'de gösterildi. Pek ilgi görmedi ama hiç sorun çıkmadı.
Gelelim bizim en kırılgan noktalarımızdan birine: Ermeni meselesi. Geçen gün Ararat filmi Kanaltürk'te gösterildi. Tartışması yapıldı, hatta gazetelerde filan "Kanaltürk yanlış yaptı" diye eleştiri yazıları çıktı. O kadar! Hemen her kesim fikrini söyledi, izleyici de kendince bir sonuç çıkardı. Belki kızdı, sinirlendi, belki memnun oldu ama neticede filmi de izledi.
Hiç olmazsa bu açıdan bakıldığında Türkiye'nin Ortadoğu ülkelerine göre daha demokrat, daha özgürlükçü, daha serbestlikten yana bir halka ve (tüm abukluklarına rağmen) bir yönetime sahip olduğu ortaya çıkıyor.
Yeter mi? Yetmez!