Kent sosyolojisinde kullanılan bir kavram var. İngilizce'si ' gentrification'. Yoksulların, dar gelirlilerin oturduğu eski semtlerin, paralı ve eğitim seviyesi yüksek kesimlerce dönüştürülmesini ifade ediyor. Türkçe'si ' mutenalaştırma'.
Bugün Fenerbahçe yönetiminin çabalarıyla Kadıköy'de bir mutenalaştırma gerçekleştirildi. Bilet fiyatları artırıldı. Tuvaletinden kafesine stat modernleştirildi. Tribün liderlerinin hâkimiyeti kırıldı. Hali vakti yerinde, eğitim seviyesi daha yüksek bir grubun tribünlere gelmesi sağlandı.
Peki Aziz Yıldırım'ın onca çabasına rağmen, nasıl oluyor da Fener seyircisi, G.Saray maçında küfür edip, rakip futbolcuya çakmak filan atıyor? Tam bu noktada bir gözlem: 10-15 yıl önce, en çok Kartal, Şahin marka otomobil kullananlardan şikâyet ederdik (özellikle de yeşil renkliler). Bunlar slalom yapar, araçlarını gelişigüzel park ederdi.
Şimdi bakıyorum da en çok ihlali, saygısızlığı, kabalığı başta cip sahipleri olmak üzere pahalı araç sahipleri yapıyor.
Yani gelir ve eğitim düzeyi daha yüksek olanlarda, " Kural, etik filan tanımam, bildiğimi okurum " tavrı hayli yoğun.
O halde... Küfrü ve sahaya yabancı madde atılmasını engellemek için stadı mutenalaştırmak yetmiyor. Oraya gelen kalbur üstü kesimi de ' biraz olsun' ehlileştirmek gerekiyor.
'Biraz olsun' dememin nedeni, ' aşırı' ehlileşmenin, Monaco'da filan gördüğümüz türden, tezahürat yapmayan, maça tiyatro izler gibi bakan bir seyirci tipi yaratması. O zaman da olayın hiçbir çekiciliği kalmıyor.