Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, 1955'te meydana gelen 6-7 Eylül Olayları'na ilişkin olarak, "Özel Harp işidir, muhteşem bir örgütlenmeydi ve amacına ulaşmıştı" demişti.
Hatırlatalım: Atatürk'ün Selanik'teki evine bir Türk casus bomba koymuştu. Ama olay "Yunanlar, Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba attı" diye sunulmuştu. Haydi millet sokağa! Gayrimüslimlere saldırılmış, dükkanları yağmalanmıştı. Provokasyonun içinde İstanbul Express gazetesi ile Anadolu Ajansı filan da vardı.
Dün Zaman gazetesinde ilginç bir röportaj yayınlandı. 30 yıl Milli Güvenlik Kurulu'nun hukuk danışmanlığını yapan Mustafa Ağaoğlu aynen şöyle diyordu:
"Maçlardan önce İstiklal Marşı okunması psikolojik harekat çalışmasıdır. Bölücülüğe karşı uygulanmıştır. Lig maçlarında dahi milli marş okutulmaktadır. O dönemde statlarda PKK aleyhine sloganlar atıldı. İsviçre maçında milli marşımızın yuhalanmasına yönelik olarak Türkiye'de gösterilen tepkiler de psikolojik harekatın amacına ulaştığını gösterir. Demek ki bu konuda bir milli şuur oluşmuştur." Yani stada giden sıradan vatandaş, teröre karşı kendi bilinçli tepkisini ortaya koyduğunu sanıyor ama işin arkasında psikolojik harekat yer alıyor.
Sonuçta kimi milli, kimi dini ' şuuru' kullanıyor. Büyüklerimiz böyle yapar da, küçüklerimiz durur mu? Onlar da bu şuurları kendi ceplerini doldurmak için kullanıyor. Nasıl mı? Haberi okuduğumda şaşkınlıktan küçük dilimi yutuyordum. Olay ücra bir mezrada değil, Ankara'da meydana geliyor.
Bülent Ö . önce hedef seçtiği kişiler hakkında sağdan soldan bilgi topluyor. Sonra da kendini Hz. İsa olarak tanıtıyor, ispat olarak da bu bilgileri öne sürüyor.
Sonra işi büyütüyor: Kimine Hz. İbrahim, kimine Hz. Muhammed, bir başkasına da Veysel Karani olduğunu söylüyor.
Bakıyor ki yutuyorlar, iyice azıtıyor, Allah olduğunu da söylüyor. Dolandırdığı bir kişiye cep telefonu aldırıyor ki 'yukarısı' ile daha rahat irtibat kurulsun.
Bu arada müritlerini de tanıştırıyor. Onlar da esnafı bir güzel tırtıklıyor.
Bitmedi: Tüm bu dolandırıcılık faaliyeti 10 yıl sürüyor. Bir daha yazıyorum: On yıl! Sen istediğin kadar Allah'tan başka tanrı olmadığını... Hz. Muhammed'in onun elçisi ve son peygamberi olduğunu anlat... Nafile! Ülkede doğru dürüst bir sorgulama, mantık yürütme, kuşku duyma kültürü olmadığından... Kimi millet deyip istediğini yaptırıyor, kimi de din deyip soyuyor.
Bu ortamın adı da milli ya da dini 'şuur' oluyor.