Burada ' Gamze Özçelik Olayı'na değinmiş ve sormuştum: " Bu tür bir olayın tekrarlanmaması için pratik, kolay, basit bir fikri olanlar bizimle paylaşsın. " Bunun üzerine okurlardan çok sayıda e-posta geldi. Okurlarımızın bu konuda düşünmesi elbette hoşuma gitti ama hiçbiri de beni tatmin etmedi. Çünkü hemen hepsi ' ahlak kampanyası açmaktan' ya da 'yapana caydırıcı cezalar vermekten' söz ediyordu. Halbuki bunlar " pratik, kolay, basit " tedbirler değil. Önemli olan genç kadınlara bu tip bir tuzaktan nasıl korunacaklarını öğretmek.
Faraza şöyle: " Ne kadar aşık olursan ol, sevgilinin seni çıplak halde görüntülemesine asla izin verme... Böyle bir şey olursa, daha sonra mutlaka görüntüleri sil ."
Ya da şöyle: " Sevgilinden ayrılırken onun duygularını rencide etme. Sakın adamı küçük düşürecek bir şey yapma. Çünkü intikam almaya kalkışabilir. "
***
Bu arada Karizma dergisinin Yazı İşleri Müdürü Cem Küçük'ten de bir mesaj aldım. Bakın ne diyor: "Bu tür olaylarda en büyük rol medyaya düşüyor. Çünkü Gamze Özçelik'in başına gelen bu olayı milyonlarca insan gazeteden ya da TV'den öğrendi. Medya bu haberi vermese kimsenin bilgisi olmazdı. Belli ki bu görüntüleri sağa sola gönderen kişinin maksadı pek iyi değil. Medya bu haberi verirken daha dikkatli olabilirdi. Bir genç kızı bu kadar kolay harcamamalıydı. Medya haberi vermesin demiyorum ama üslup bu olmamalıydı. Şimdi size bir soru sorayım: Bu görüntüler mesela Sabah gazetesi çalışanlarından birine ait olsaydı, yayınlanır mıydı? Büyük ihtimalle hayır. Umarım medya bu tür haberleri yayınlarken daha duyarlı olur." Üslup konusunda Cem Küçük'e katılıyorum. Ancak bir noktayı da vurgulamak isterim: İnternet ve cep telefonu da 'medya' kavramına dahil değil mi? Bütün gazete ve TV'ler ortak karar alıp o haberi vermeseler dahi, e-postalar ve cep telefonları vızır vızır işlemeyecek miydi? Zaten işledi de!