İyi edebiyatçı aşk, ayrılık, kahramanlık gibi temel insanlık halleriyle ilgilenmekle kalmaz; hayatın her alanında kalemini gayet kıvrak bir biçimde dolaştırır.
Mesela Uruguaylı yazar Eduardo Galeano... Onun 'Gölgede ve Güneşte Futbol' kitabı müthiş lezzetlidir. Tat almak için üstün futbol bilgisi filan gerekmez; iki maç izlemiş olmak yeter.
Alex'in Samsunspor maçında attığı şahane golden sonra kitaba baktım: Acaba Galeano 'röveşata' için ne yazmıştı? (Bu vuruşun röveşata değil dömi-vole olduğunu söyleyen arkadaşlar da var ama o ayrı bir tartışma.)
Okuyalım: "Ramon Unzaga, bu hareketi Şili'nin liman kentlerinden Talcahuano'nun stadında icat etti" diye başlamış söze. "Bu hareketi, sırtı yere dönük, ayaklarıyla havada bir makas hareketi yaparak ve topu arkaya vurarak gerçekleştirdi."
Unzaga, İspanya'dan Şili'ye göç etmişti. 1914'teki hareketi ilk 'röveşata' olarak kabul edilir. Röveşataya 'bisiklet vuruşu' ( bicycle kick) da deniyor. İlk çıktığı dönemde 'Şili' ya da 'Şilili vuruşu' da denmiş.
Hareketi Avrupa'ya tanıtan ise 1927'de tura çıkan Şilili Colo-Colo takımının santrforu David Arrellano'ydu. Dönemin basını şaşkınlık ve sevinçle bu harekete 'röveşata' adını verdi.
O gün bugündür röveşatayla gol atmak büyük prestijdir.
Neyse... Biz yine Alex'e dönelim. Merak ediyorum... Acaba bu güzel gol için bizim sanatçılar ne yapardı? Mesela Küçük İskender bir şiir yazar mıydı? (Onun ilgisi oyundan ziyade oyuncularadır...)
Maç haberlerinden hareketle yaptığı resimler bir zamanlar Sabah'ın İkitelli'deki binasının duvarlarını süsleyen, Fener fanatiği, ressam Bedri Baykam bu golü tuvale nasıl yansıtırdı?
Ya da, yine Fener taraftarı müzik grubu Athena, Alex'in röveşatası için bir parça besteler mi?
Bugün konumuz Alex ve Fenerbahçe... Ancak ben G.Saraylı, BJK'li ve diğer sanatçılardan da bu tür bir ilgiyi tuttukları takıma göstermelerini bekliyorum. Futbolun güzelliği neden sadece sahada kalsın?