Bildiğiniz gibi internet üzerinden oynanan, ödemenin kredi kartlarıyla yapıldığı sanal kumar aldı başını gidiyor. Türkiye'de bilgisayarın başına geçip ABD'de, İngiltere'de kurulmuş sitede kumar oynuyorsunuz.
Türkler sanal kumara ayda 2 milyon dolar yatırıyor. Meclis bu tür kumara yüzde 20 vergi getirmek için hazırlık yapıyor. Milli Piyango İdaresi ise Telekom ile görüşme halinde: Amaç global kumar sitelerine 'perdeleme' yapmak!
Bu haber vesilesiyle New York Times gazetesinin pazar dergisinde çıkan bir yazıdan söz etmek istiyorum.
Poker deyince akla 40 yaşını aşmış, sürekli puro içen tipler geliyor; değil mi?
Ancak bu pokerci tiplemesi internetin etkisiyle hızla değişiyor. 20 yaşlarındaki gençler Las Vegas'ı mekan tutmuş durumda. 30 yaşına gelen 'yaşlı kurt' sayılıyor artık.
Bunlardan biri de bir seansta 100 bin dolar kazanmayı ya da kaybetmeyi sıradan bir olay olarak gören Toronto doğumlu pokerci Daniel Negreanu (31). "Benim yedi yılda edindiğim tecrübeyi internet üzerinden oynayarak bir yıl içinde kazanıyorlar" diyor 15-16 yaşından beri poker oynayan Negreanu. Bugün sadece 20 yaşında olup banka hesabında 250 bin dolar yatan pokerciler var.
Genel olarak kumarı, özel olarak pokeri övecek değilim. Bilmem, bilsem de oynamam. Ancak iyi poker oyuncularının özel kişiler olduğunu da kabul etmek gerek.
Onlar iki zeka türünü bir araya getiren insanlar. Bir kere matematiksel zekaları müthiş. İnanılmaz bir hızla olasılıkları hesaplıyorlar. Ayrıca EQ denilen duygusal zekaları da çok gelişmiş durumda. Bir yandan kendileri renk vermezken, aynı anda rakiplerinin blöf yapıp yapmadığını, elinde iyi kağıt olup olmadığını şıp diye tahmin ediyorlar.
Bu gerçekten özel bir durum. "Küçükten beri rakamları ve insanları okumakta üstün bir yeteneğim var" diyor Negreanu, "bir kadınla erkeğe şöyle bir bakayım, kim kime aşık, kim numara yapıyor anında anlarım!"
Ancak Negreanu'nun bu yeteneği aşkta pek işe yaramıyor. Poker alemi dışından bir kıza aşık oluyor. Kız bir türlü pokerin Negreanu için bir 'meslek' olduğunu kabul edemiyor. "Oyunu bırak gel, yalnızım ve seni özledim" diye telefonlar ediyor. Bu şartlar altında sürekli kaybetmeye başlayan Negreanu kurtuluşu ayrılmakta buluyor!
Negreanu ve rakiplerinin hikayesi çok ilginç. Yeri geldiğinde yine değiniriz. Bu arada merak edenlere: Negreanu onu 'olduğu gibi kabul eden' yeni sevgilisiyle gayet mutlu; kazanıp duruyor!