İsveç kökenli mobilya firması Ikea'nın açılacağını öğrenince üstümüze düşeni yaptık: Saatin çalmasıyla dün sabah erkenden yataktan fırladık. Spor ayakkabıları ve blucinleri çekip 09.00'da yola koyulduk.
Telaşımızın sebebi izdiham olasılığıydı! Ya otoparkta yer kalmazsa? Ya yollar tıkanırsa? Ancak Türkler beni yanılttı!
09.22'de İstanbul Ümraniye'deki av bölgesine vardık, rahatça park ettik. Kapıda sadece birkaç yüz kişi sıra bekliyordu.
İndirime giren mağazaların önüne sabah ezanıyla birlikte doluşan, kapılar açıldığında amok koşucusu gibi mallara saldıran Türkler neredeydi? Şık, şirin ürünleri, ucuza satmasıyla meşhur Ikea yoksa hüsrana mı uğrayacaktı? Hayır, öyle olmadı. 10.00'dan itibaren; otomobilleriyle, içinde çocukların viyakladığı pusetleriyle, başörtüleriyle ve hepsinden önemlisi alışveriş iştahıyla Türk orta sınıfı sökün etti.
Kapıda dağıtılan büyük sarı naylon torbaları kollarına taktılar. Ürün kodlarının not edileceği broşürlerden ve minik kurşun kalemlerden sekizer onar tane aldılar.
Kimi koltukların, yatakların üstüne oturdu; rahat mı, sağlam mı diye eliyle ve poposuyla kontrol etti... Biri acil çıkış kapısını açıp dakikalarca alarmı çaldırdı... ' Acaba burada görünürsem karizmam çizilir mi' yüz ifadesiyle dolaşan bol makyajlı Nişantaşı kadınları göze çarpıyordu... Kocaman ' teşhir' ürünlerini sarı torbaya tıkıştırmaya çalışanlar oldu... Bazısı methini duydukları İsveç köftesini bir an evvel tatmak için 11.30'da restorana koşturdu... Yürüyen merdivenden çıkar çıkmaz soluklanmaya kalkışanlar geçişi tıkadı... Daha beteri herkesin gittiği yönün tersine market arabasını sürmeye çalışanlardı...
Benim içinse tek sorun istediğim anda mağazayı terk edememekti. Görevlilere çıkışı sorduğumda, önce tavana bakarak düşündüler, ardından, ' Yok; yürümeniz gerek' dediler. Toplamı 2 kilometreyi bulan alışveriş parkurunun en az yarısını bir kez daha yürüyerek kendimizi dışarıya attık.
Türkler sadece otoparkı değil, tüm yan yolları doldurmuştu. Akın akın geliyorlardı. Turgut Özal'ın orta sınıfı ' tüketim baltasını' gömdüğü yerden çıkarmıştı!
Tavsiye: Mümkünse Ikea'yı önce bir gezin. Sonra gerçek ihtiyaçlarınızı belirleyip alışveriş yapın. Aksi halde başınız döner!