Kaç yıl önce? Sanırım 15 yıl kadar oluyor... Bir arkadaşım sormuştu: "Muhallebici, leblebici... Söyle bakalım: Dilimizde 'bici' ile biten başka kelime var mı?"
Ne bileyim ben? Nedir? "Güllabici."
Akıl hastanelerinde hademelere ya da bugünkü adıyla hastabakıcılara "güllabi" denirmiş. Kelime zaten bir işi yapan insanı gösteriyor.
Ama Türkler bununla yetinmemiş, sonuca bir 'ci' eki takmış. Olmuş sana 'güllabici'.
Halbuki bugün olsaydı, o soruya kolayca cevap verebilirdim. Nasıl mı? Basit: "Türkçe Sözlük'ün Ters Dizimi" adlı kitaba bakarak.
Doğrusunu isterseniz böyle bir kitaptan haberim yoktu. Ankara'ya, Türk Dil Kurumu'na gittiğimde varlığını öğrendim. Yeni ve kapsamlı baskısı 2004'te basılmış.
Belgin Tezcan Aksu, Abdurrahman Tariktaroğlu ve Efrasiyap Gemalmaz üşenmemişler kelimeleri tersten dizmişler. Şöyle:
Mesela 'ci' ile biten kelimeleri buluyorsunuz. Sonra da onların arasından 'bici' ile bitenleri. Hepsi sıralı: "bici, cici bici, güllabici, leblebici, muhallebici (mahallebici), lobici.
Diyeceksiniz ki: "Böyle bir çalışma ne işe yarar?" Pratik olarak en önemli faydası hiç kuşkusuz bulmaca meraklılarına. Aman dikkat! 'Bulmacacı' deyip bu insan topluluğunu küçümsemeye kalkışmayın. Gazeteler bulmaca ekleri sayesinde satışlarını artırabiliyor.
Bundan yararlanacak diğer bir kesim ise her türden, her kesimden 'metin' yazarı. Sadece reklamcılar gelmesin aklınıza. Yaptığı iş gereği 'kafiye' arayanlar da bu kitaptan yararlanabilir. Mesela şairler, hikâyeciler, romancılar, halkla ilişkiciler!
Bilimsel yararı da cabası. Türkçe kelimelerin hangi ekleri, hangi sıklıkta aldığını... Bir kelimenin ek alırken nasıl değiştiğini görmek isteyen dil uzmanları da ondan yararlanıyor.
Gelişigüzel bir örnekle bitireyim. 'Kapı' (kapısı) kelimesi bizim için önemlidir. İşte ardına 'kapısı' alan kelimeler: Ağa, paşa, mide, cümle, mahkeme, nizamiye, masraf, sokak, ekmek, kuzuluk, koltuk, el, geçim, serasker, servis, çıkış, giriş, hacet, adalet, devlet, kısmet, hükümet, umut, komşu, kuzu...