Bu aralar İngiliz felsefeci Colin McGinn'in, 'Nasıl Filozof Oldum' (Alkım Yay.) adlı kitabını okuyorum. 1950 doğumlu McGinn hem psikoloji, hem de felsefe eğitimi görmüş bir kişi. Ada'daki geleneğe uygun olarak daha çok dil felsefesi ile ilgilenmiş: "Bir önermeye anlamını veren nedir? Dil ile dünya arasında nasıl bir ilişki vardır" gibi sorulara cevap aramış.
Ben McGinn'le ilgilenirken elbette hayat devam ediyor ve bizim okurlardan mesajlar geliyor: 'F.Bahçe'nin yeni transferi Anelka hakkında ne diyorsunuz?' Onlara McGinn'den esinlenerek şöyle bir cevap verebilirim: "Anelka, F.Bahçe için iyi bir seçimdir" önermesinin doğru olduğuna inanabilirim... Bu önermenin doğru olmasını arzulayabilirim... Onun doğru olmasını umabilirim... Doğru çıkmazsa üzülebilirim...
"Önermeler meselelerin durumunu belirler, inanç ve arzular ise o durumlara ilişkin bir tutumdur" diyor McGinn.
Bu sözlerden ben şunu çıkarıyorum: Bir Fenerli olarak Anelka'nın başarılı olmasını arzularım. Olmazsa üzülürüm. Ancak olup olamayacağını bilemem. Onu hayat gösterir.
Ben müneccim değilim. Eğer takımın performansı bir 'ürün' ise... Ben ancak o ürünü gördükten sonra değerlendirme yapabilirim. Onun dışındaki her söz tahmindir, temennidir, arzudur, inançtır.