Yazı dizimizden sonra Nur cemaatinden çeşitli davetler aldım. Bunlardan biri Yeni Asya grubuydu. Mehmet Kutlular'ın kanaat önderliğini yaptığı Yeni Asya, en büyük iki gruptan biri (diğeri Erzurumlu Kırkıncı Hoca grubu.) Ben onlara, bazı sosyal bilimcilerin 'Neo-Nurcu' dediği Gülen cemaatinden ayırmak için, 'Klasik Nurcu' adını veriyorum.
Cumartesi günü Yeni Asya Vakfı'nın Süleymaniye'deki merkezine giderken, şakır şakır yağmur yağıyordu. "Bu havada kim evinden çıkar da cemaate ' dışarıdan' bakacak bir gazeteciyi dinlemeye gelir" diye düşündüm.
Yanılmışım! Seminer salonu tıklım tıklım doluydu. Hatta İstanbul dışından dahi gelenler vardı. Bir buçuk saat kadar dizinin nasıl ve niye hazırlandığını anlattım, sorulara cevap verdim.
O gün olanlarla ilgili ayrıntı çok... Ancak bugün bir noktaya değinmek istiyorum. Dinleyiciler arasında uzun saçlı delikanlılar ve başı açık kızlar vardı. Hatta konuşma sonrasında karşılaştığım türbansız bir kıza; gayet naif bir şekilde, "Siz Nurcu musunuz" diye sordum; "Sonuna kadar" cevabını aldım! (Eğer kısmet olursa önümüzdeki haftalarda bir gün sadece hanımlarla bir araya gelip 'Nurcu ve kadın olmak' üzerine konuşacağız.) Uzun saçlı delikanlılar ve başı açık kızlar... Bu önemli bir ayrıntı. Çünkü totaliter yönetimler hayatın her alanına müdahale eder. Bu müdahaleye kadın ve erkek rollerinin tanımlanması da dahildir. Totaliter zihniyette grilere yer yoktur. Siyah ve beyaz vardır. Davranış ve görünüş olarak bu kategorilere uymayanlar dışlanır, cezalandırılır, hatta ezilir.
Mehmet Kutlular gibi Kemalist ideolojiyle ciddi sorunları olan, sert eleştirileri yüzünden ceza almış bir kanaat önderinin grubunda uzun saçlı delikanlıların, başı açık kızların olması bence çok önemli.
Demek ki kentsel değerlerin çoğulculuğu cemaate de yansımış. "Madem Müslümansın, o halde görünüşün de şöyle olmalı, böyle olmalı" bağnazlığı aşılmış. Onun yerine ' inanç' ile 'yaşam tarzı' arasına bir çizgi çekilmiş.
Yeri geldikçe başka ayrıntıları da ele alırız.