Terim'in, G.Saray Başkanı Ünal Aysal ile yaşadığı anlaşmazlığın ardından gönderilmesi ve sonrasındaki tartışmalarla ilgili neler söyleyeceksiniz? 'Ünal Aysal-Fatih Terim anlaşamadı' diye bir şey yok. Ortada bir gerçek var:
Ünal Aysal, Fatih Terim'i kovmak için bahane arıyordu. Fatih Terim'i kovduğu zaman başına dertler açılacağını bildiği için de kendisi zülfüyârdan görünüyordu. 'Sonuna kadar arkasındayım.
Ben G.Saray'da başkan kaldıkça Fatih Terim ile çalışacağım' diye yerli yersiz, her fırsatta söyleyerek, 'Ben bakın onu ne kadar istiyordum ama kendi ayrıldı'ya zemin hazırlama peşindeydi ve bütün taktiği Fatih Terim'i istifaya zorlamak üzerineydi. Çünkü Fatih Terim'i, taraftar ve ilk yönetim kurulundaki Terim yanlılarının baskısıyla göreve getirmek zorunda kalmıştı. İnan Kıraç ve Bülent Tulun'un kıskacındaki Ünal Aysal'ın Terim ile devam etmeyeceği başından belliydi. Ama Terim, Aysal'ın ucuz oyunlarının hiçbirine düşmedi. Terim'in gönderilmesinin hemen ardından Mancini isminin ortaya çıkması ve apar topar İstanbul'a gelmesi de ilginç bir detay...

Mancini ile Terim varken anlaşıldı
Mancini... Bu kadar çilek alınca, bir de krem şanti lazım. Mancini de o. Mancini'nin ayağına Tulun'un gitmeleri, Mancini'nin İstanbul'a gelmeleri, sabahlara kadar süren toplantılar hepsi hikaye... Mancini ile prensip anlaşması, Fatih Terim görevdeyken yapılmıştı. 'Fatih Terim gitti, hemen Mancini geldi' denmesin diye bir tiyatro oynanıyor.

Günü kurtarıyorlar

İtalyan hocalar genelde savunma futbolunu tercih ediyor...
G.Saray şu an hücuma dönük bir yapıya sahip... Krem şanti, pastanın üzerinde bir süs olarak mı kalır, yoksa bir uyum sağlanabilir mi?
Bunlar Ünal Aysal'ın umurunda değil. Aysal günü kurtarmaya uğraşıyor.
Tribünler ayağa kalkmasın, kendisine tepki göstermesin diye isme ihtiyacı var. Mancini'yi getiriyor ki G.Saray tribünleri 'bir duralım bakalım, bekleyelim' desin.
İsimsiz birini getirse, 'Fatih'i kovup da bunu mu getirdin!' diye kıyametler kopacak.
Mancini başarılı olamadığı zaman zaten Fatih Terim konusu unutulmuş olacak. İnsan hafızası unutur. G.Saray tribünleri kimleri unuttu, Fatih'i de unutur, Mancini gider Hancini gelir! Aysal diktatör ötesi

Olağanüstü kongre kararı alması, ilk yönetimindeki muhalif sesleri kesip atması, Terim'i kovması üzerine, 'Diktatör' benzetmesi yapıldı... 'Diktatör' demek kadar aptalca bir şey olmaz. Çünkü diktatör o diktayı kaybettiği anda kellesini de kaybeder. Ünal Aysal, hiçbir şey kaybetmeyecek.
Diktatör ötesi Ünal Aysal... 'Yönetim Kurulu' diye toplanmış kafa sallayıcıları var. 'Terim'in gönderilmesi kararı ittifakla çıkmadı' deniyor, niye biri çıkıp konuşamıyor koskoca G.Saray Yönetim Kurulu'nda! Yakın arkadaşım Özkan Olcay dahil, Şu anki yönetimdeki en kıdemli yöneticisi o... G.Saray'ı en iyi bilen adam o... Başkanlığı kullanıyor

Fatih Terim'in, "Dördüncü yıldızı takmadan ayrılmam" sözü bardağı taşıran son damla oldu. Çünkü Aysal, G.Saray Başkanlığını kendi şöhreti için kullanma peşinde... G.Saray iki tane şampiyonluk yaşadı, Aysal'ın adını anan yok. Fatih Terim, G.Saray'a dördüncü yıldızı da takarsa Ünal Aysal'ın artık esamesi okunmaz, Fatih Terim efsane olur. Bunun önüne geçmesi lazım. Fatih Terim, "Ne yaparlarsa yapsınlar, ben dördüncü yıldızı takmadan ayrılmam" deyince 'O zaman ben seni kovuyorum' demek zorunda kaldı. Kovma kararının şifresi budur. Bütün oyunları ucuz

Telefon olayı çok utanç verici. Aysal'ın nelere tevessül ettiğinin aynası... Ben seni cep telefonundan arıyorum. Bunu bir ben, bir sen bilirsin. İki kişi arasındadır... O gece iki G.Saraylı yorumcu televizyonda 'Fatih Terim'in, Ünal Aysal'ın telefonlarını açmadığını' söylüyor. Terim mi onlara söyledi; 'Başkan beni aradı da açmadım' diye acaba! Tezgah başından beri adım adım Aysal ve Tulun tarafından kurulmuş, yakınlarındaki gazetecilere de sızdırılmış, yardım istenmiş... Fatih hocaya ulaşma niyetinde olan adam ulaşır. Ama niyeti Fatih hocaya ulaşmak değil, niyeti gazetecilere ulaşıp 'Fatih Terim benim telefonlarımı açmıyor' diye ağlaşmak ki kovmak için bahane yaratsın. Ünal Aysal'ın bütün oyunları çok ucuz.

ÖZGE AYDIN