Tesadüflere inanırım ama Da Vinci Şifresini çağrıştıran böyle bir tesadüfe ilk kez tanık oluyorum. Terim-Mancini-Prandelli, Fiorentina ve G.Saray'da birbirini takip ediyor

Galatasaray Başkanı Ünal Aysal taraftarların ve camianın sabırsızla beklediği "Galatasaray'ın yeni hocası kim olacak?" sorusunu netleştirdi. Galatasaray'ın başına yine bir "Sinyor", üstelik İtalyan Milli Takımı'nın hocası Cesare Prandelli geldi.
Roberto Mancini ile "Halef-selef" olan Prandelli, Galatasaray'a hayırlı olsun.

Ben tesadüflere inanırım ama hayatımda "Da Vinci Şifresi"ni çağrıştıran bir tesadüfe ilk kez tanık oluyorum. Galatasaray 4 yıl üst üste şampiyon olup, UEFA Kupası'nı kazandıktan sonra Fatih Terim ani bir kararla Fiorentina'ya hoca olmuştu. Terim daha sonra Milan'a geçmiş Fiorentina'da boşalan koltuğuna Roberto Mancini oturmuştu.
Mancini, Fiorentina'dan ayrıldığında da o koltuğa 5 yıllığına Prandelli kuruldu. Şaşırtan tesadüfe bakın; Ünal Aysal döneminde Galatasaray'ın başındaki Fatih Terim'le yollar ayrıldıktan sonra yerine İtalyan hoca Mancini geldi. Bir sezon görev yapan Mancini gönderildikten sonra Galatasaray'da hocalık koltuğuna yine bir İtalyan teknik adam Prandelli oturacak.

İKİ YARDIMCI İLE GELECEK
Galatasaray Başkanı Ünal Aysal, Prandelli konusunda beni bilgilendirirken şöyle dedi: "Ben yeni hocanın tarifini yaparken Anglosakson ekolünden söz etmiştim. Galatasaray'ın başına bu ekole uyan tecrübeli, ağır disiplinli, dürüst, başarıya aç ve netice odaklı bir hoca getirmek istiyordum. İtalyan Milli Takımı'nın hocası Prandelli ile görüştüm ve kendisinin benim aradığım kriterlere uyduğunu gördüm.
İki gün içinde sözleşme imzalayacağız.
Prandeli yanında bir yardımcı iki kondisyoner ve analizci ile birlikte gelecek. Tugay Kerimoğlu'nun yerine Türk yardımcı olarak Erdal Keser görev yapacak. Taraftarlar ve camia inansın, Prandelli ile şampiyon olup 4'üncü yıldızı takacağız."
Görünen o ki; Prandelli'nin kefaletini Başkan Aysal üstlenmiş. Bir İtalyan'dan boşanıp başka bir İtalyan ile nikah kıymak doğru mu? Başkan Aysal'a, "Milli Takım dahil hiçbir takımda Prandelli'nin kazandığı tek kupa bile yok!" dedim. Aysal da, "Olsun... Bu başarıya aç olduğunu gösterir. Alamadığı kupaları Galatasaray'la kazanır" cevabını verdi. Maliyetinin Mancini'den daha düşük olduğunu öğrendiğim Prandelli ile dilerim Galatasaray mutlu olur.
Prandelli çalıştırdığı kulüp takımlarında hep "Bu takım benim takımım" şeklinde imzasını atmaya özen gösterir. Prandelli, İtalyan ekolünden gelmesine rağmen disiplin anlayışı Almanlar'a, oyun tarzı ise Barcelona'nın Pep Guardiola dönemindeki "Tiki Taka" felsefesine benzer. Prandelli çalıştırdığı takımların yüksek pas yüzdesiyle ayağa isabetli oynamasını ister. Örnekleyelim;

G.SARAY BİR MİLLİ TAKIM DEĞİL
Galatasaray'ın Terim ve Mancini döneminde ayağa isabetli pas kalitesi yüzde 79'du. Brezilya'daki dev turnuvadan elenen İtalyan Milli Takımı'nın, Prandelli yönetimde ayağa isabetli pas kalitesi yüzde 90'u buldu. Rekor sayılacak bu yüzdeye henüz hiçbir takım ulaşamadı. Belki de ulaşamayacak. İtalyan Milli Takımı ülkenin mevkilerine göre en iyi oyuncularından oluşuyor. Üstelik oyunun analizi yaparken Prandelli kendi sistemine uyacak futbolcuları seçebiliyor. Galatasaray bir Milli Takım değil. Ama isabetli pas oynamaya yatkın oyunculara sahip. "Başarı... Başarı… Başarı…" sloganıyla Galatasaray'da göreve soyunan Başkan Aysal yeni "Sinyor" Prandelli'yi "Ağır disiplinli, başarıya aç, neticeye odaklı" diye tercih etti. Aysal'ın bu üç tespiti Mancini'nin neticeye odaklı olmadığını, başarıya aç olmadığını ve yeterli disipline sahip olmadığını vurguluyor. Kafam "Ağır disiplinli" sözüne takıldı. Mancini döneminde Galatasaray'ın sorunu disiplinden çok takım olamamaktı. Sevginin paylaşılmadığı ve arkadaşlığın olmadığı yerde mutluluk yeşermez, başarı gelmez.

BURAM BURAM GALATASARAY
Florya eğer "Buram buram Galatasaray" kokmazsa, Prandelli sevgi ile arkadaşlığı harmanlayamazsa, oyuncuları kafaca "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için" düşünmesini sağlayamazsa 2'nci İtalyan ekolü de fayda sağlamaz.
Başkan Ünal Aysal "Ağır disiplinli" diye tanımladığı Prandelli'ye Florya'da olması gereken gerçekleri anlatmalı.
Birileri "Ben Prandelli'ye yardımcı olurum" diye kendini pazarlayacaktır. Florya'da sevgiyi birilerini aracı kullanarak inşa edemezsiniz. O sevgi, Gerets, Skibbe, Rijkaard ve Mancini döneminde aracılara rağmen yeşermedi.

KESER UYGUN BİRİ DEĞİL!
O sevgi ancak teknik adamın özveresiyle, yani Prandelli'nin inşa edeceği sevgi ortamıyla gerçekleşir.
Ayrıca; Almanya'da hayatını "Golf oynayarak" sürdüren Erdal Keser'in, Prandelli'nin yardımcılığı için uygun isim olduğunu düşünmüyorum. Gerets döneminde oyuncular Erdal Keser'i yeterince sevmiyordu. Ağır disiplinin olduğu yerde Erdal Keser kraldan çok kralcı davranmaya bayılır. Bu da hep kriz yaratır.