Atasözlerine çok değer veririm ve yazılarımda çoğu kez kullanırım. Yine iki güzel atasözüyle Mancini ve Galatasaray analizi yapacağım...
1- Her zaman doğruyu söylersen, ne dediğini hatırlamak zorunda kalmazsın.
2- İnsanlar yanlış yaparlar, yalnız büyük insanlar yanlışlarını anlarlar.
Tarih: 1 Ekim 2013 Yer: Juventus Arena. Mancini 2-2 biten Juventus maçı öncesi basın toplantısında şöyle diyor: "G.Saray'ın kadrosu çok iyi ve iyi bir takımız. Fatih Terim'in yerine gelmek üzerimde baskı oluşturmaz. Ayrıca Fatih Terim Türkiye'nin ve Avrupa'nın en iyi hocalarından biridir. Onun yaptığı işe devam edeceğim."
Tarih: 22 Mart 2014 Yer: TT Arena. Galatasaray 40 yıl sonra evinde Kayserispor'a 1-0 kaybediyor. Maçtan sonra Mancini yenilgi için, "Bu takım benim değil. Ben kurmadım. Üstelik Galatasaray'ı aldığımda puan durumunda lider de değildik" değerlendirmesini yapıyor...
Tarih: 25 Mart 2014 Yer: Yine TT Arena. Kupa yarı finalinin ilk ayağında ilk yarı 2-0 öne geçen Galatasaray, ikinci yarı yediği iki golle yıkılıyor. Taraftar yüksek tonla, "Mancini istifa" diye haykırıyor. Kulübede montunu yere atan, tribündeki taraftarlarla sözlü düelloya giren Mancini, basın toplantısında, "Bavulumu alır giderim" diyerek rest çekiyor.
176 gün önce göreve geldiğinde "Galatasaray çok iyi takım", Juventus'u elediğinde "Galatasaray güçlü takım", Kayserispor'a yenilip şampiyonluk yarışından kopunca "Bu takımı ben yapmadım", Bursaspor'la 2-2 biten maç sonra "Çeker giderim" resti.
Sözüm Mancini'ye; Galatasaray'dan çok hocalar gelip geçti.. Kimi büyük izler bıraktı, kimi ise kaybolup gitti.
Ama Galatasaray hep yerinde kaldı. Mancini de bilmeli ki; bundan sonra da bu çark böyle işleyecek... Çünkü kimse Galatasaray'dan büyük değildir.
G.SARAY MANCİNİ'NİN LABORATUVARI MI?
Mancini karizma, Mancini şık, Mancini mütevazi. Sorun yaşadığı söylenen Selçuk ve Burak'ın gözüyle; Mancini zeki bir hoca, iyi bir dost, baba kadar yakın, samimi ve sıcak. Bunlara elbette saygım var. Ancak bir teknik adam "Ben kurmadım" dediği takımla çıktığı 36 resmi maçta 36 farklı kadroyla oynar mı? Dünyada bunun başka bir örneği var mı?
Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterirken, iki yıl üst üste şampiyon olmuş G.Saray takımı Mancin i yönetiminde iki maç üst üste aynı kadroyla sahaya çıkmamış. Bu anlayış bir takımda güvensizlik yaratır, tembellik oluşturur, sorumluluk duygusunun kaybolmasına yol açar, istikrarsızlığı körükler, takımın ritmini bozar.
Blokların, hatta oyuncuların birbirleriyle oynama alışkanlığını köreltir. Bugün F.Bahçe'nin başarısı Ersun Yanal'ın kadro istikrarına ibadet eder gibi özen göstermesidir. G.Saray'ın tutarsızlığı ve yarıştan kopması Mancini'nin her maç farklı kadroyla çıkmasıdır. Bursa'ya ve Akhisar'a 6 gol atarken bir maç sonrasına aynı kadroyla çıkmamıştır. Türkiye'de savunması en sık değişen tek takım G.Saray'dır. Mancini eleştirilere ne yazık ki kulak kabartmıyor. Kadroyu kurarken mantıklı davranmıyor ve macera peşinde koşuyor. G.Saray Kulübü Mancini'nin laboratuvarı değildir. G.Saray'da, Mustafa Denizli, Kalli ve Terim gibi hocalarla çalışan Tugay Kerimoğlu da bu yanlışları görüyor ama ses çıkaramıyor. Oysa o Tugay futbolcuyken kadro istikrarıyla büyük zaferler yaşamıştı.
AYSAL "ÜNALSİLİN" YAPACAK BİRİ DEĞİL
Avrupa kültürüyle yoğrulmuş Başkan Ünal Aysal, eğer F.Bahçe Başkanı Aziz Yıldırım gibi olsaydı soyunma odalarından çıkmazdı. Hatta gördüğü yanlışları, yaşadığı sıkıntıları çevresine aktarmaz Aziz Yıldırım gibi davranıp Mancini'yi odasına çağırır ve "Ünalsilin" yapardı.
Başkan Ünal Aysal'ın atadığı Mancini top çizgiyi geçmediğinde "Bu takımı ben kurmadım. Çeker giderim" diyebiliyor. Hesap seçilmiş Başkan Aysal'a kalıyor. Galatasaray, Türkiye Kupası'nı kazanır mı bilinmez ama eğer ligde ikinci olmaz ve Devler Ligi'ne gidemezse o zaman kıyamet kopar.
Mevlana şöyle der: "Bazen bitmek bilmeyen dertler yağmur olur üstüne yağar ama rengarenk gökkuşağı da yağmurlardan sonra çıkar."
Başkan Ünal Aysal, Galatasaray'da yaşanan krize Mevlana'nın bu sözü gibi bakıyor. Aysal da, "Yağmur yağar, bulut olur. Ama yılın 360 günü G.Saray'da hava güzeldir" diyor. Oyuncuların sahadaki vücut diline baktığımızda herkes ayrı telden çalıyor. Yüzlerden huzur akmıyor. Selçuk-Burak ikilisi "Mancini büyük hoca.
Aramızda sorun yok" diyor. Chelsea ve Kayserispor yenilgisinden sonra istifaya davet edilen Mancini'ye Bursaspor önünde atılan iki gol sonrası hiçbir oyuncu koşup sarılmıyor. Hani huzur vardı?
SEVGİNİN YABANCISI YA DA YERLİSİ OLMAZ
Yönetime, Mancini'ye ve futbolculara önerim; NTV Spor'da Tuğba Dural'ın sunduğu "Çerçeve" programına katılan Arif Erdem'in anlattıklarını dinlesinler.
Bunun en canlı örneği Taffarel halen görev yapıyor. Küçük bir örnek; Arif, Okan ve Emre bekar ve tesislerde kalıyorlar. Taffarel hanımını arayıp, "Bize yiyecek bir şeyler hazırlar mısın? Emre, Okan ve Arif'le geleceğiz" diyor. Arif başarıyı anlatırken yerli yabancı oyuncularını birbirleriyle yaşadığı dostlukları vurguluyor. Arif, "İdmanlardan iki saat önce herkes Florya'ya gelir şakalaşırdı. UEFA şampiyonu olduğumuz dönemde Fatih hoca Avrupa'daki maçların sabahı alışveriş için izin verirdi. Bu Terim'in güveninin bir göstergesiydi" dedi. Sevginin, dostluğun, arkadaşlığın yabancısı yerlisi olmaz. Geçmişte ve Terim döneminde Galatasaray'ın başarı genetiği Florya'daki aile ortamıydı. Ailesine bağlı olan Roberto Mancini'ye en azından bu duygu anlatılmalı.
G.SARAY ETİĞİ VE CİBARA
Bütün kötü tutkuların en kirlisi kıskançlıktır. Başarı konusunda kıskançlık krizine tutulanlar başarılı olanı paçasından çekip aşağıya indirmeye çalışırlar. Chelsea dönüşü G.Saray uçağında yaşananlar bir skandaldı. Genel Sekreter sayın Adnan Nas'ın yönetici Mehmet Cibara'ya takındığı tavır ve ağzından çıkanlar Galatasaray etiğine hiç yakışmadı. Sayın Nas kabul eder ya da etmez, Cibara bu yönetimin en çalışkan ismidir. 12 amatör branşa bakan ve bir yılda iki Avrupa, bir kıtalararası şampiyonluk yaşayan ve 83 kupa gören Mehmet Cibara'nın başarısının anahtarı kavgacı ve dedikoducu bir yönetici tarzı sergilememesidir.
Cibara, Aysal yönetiminde uygun işleri değil, doğru işleri yapan bir yönetici tarzıdır. Ayrıca Cibara, Galatasaray kültürü, örf ve adetleri içinde kendisini yetiştirmiştir. Kişilerle saygı ve sevgi ağırlıklı dostluk kurmaya da özen gösterir. Cibara'yı tanımak ve anlamak için Galatasaray kültürünü ve etiğini bilmek gerekir.