Andora'yı 22 Mart 2013'te deplasmanda 2-0 yenmiştik. Bu zaferden sonra kazanmaya hasret kalmıştık. 168 gün sonra yine Andorra'yı yenerek galibiyet hasretine farklı kazanarak son verdik. Fatih Terim'in Milli Takım'daki havayı değiştirdiğini ve futbolcuların kaybolan güvenlerini geri kazandıklarını Andorra önünde sergiledikleri kişilikli, inançlı, iştahlı futbolla gördük. Bu Milli Takım'ı doğrusu özlemiştik. Terim, kadroyu kurarken bölgesinin en iyi oyuncularını tercih etti. Doğru kadro seçimi Milli Takım'ın etkili, kaliteli, yardımlaşması ve becerisi yüksek keyif veren bir oyun sergilemesini sağladı. İmparator Terim'in milli orkestrasını oyun zekası yüksek Arda "Maestro" gibi yönetti ve süper futbolunu golle de süsledi. Önlü arkalı oynayan iki Gökhan'ın ortaklığı Andorra'nın sonu oldu. Avrupa'nın en iyi hücum beklerinden Gökhan Gönül bindirmeleriyle Milli Takım'ın sağ kanattan hücuma hızlı çıkmasını sağladı.

GECENİN YILDIZI GÖKHAN TÖRE
Gökhan Töre'yle ilgili bir anım var. Tarih: 6 Eylül 2011.. Türkiye'de Viyana'da Avusturya ile 1-1 berabere kalmıştı. Maçtan önce sohbet ettiğimiz Sayın Şenez Erzik bana şöyle demişti: "Gökhan Töre'yi çok beğeniyorum.
Ayaklarına hem hakim hem süratli.
Üstüne düşülür ve şans verilirse Milli Takım'a çok yararlı olur." Hiddink, o gün 19 yaşındaki Gökhan'ı alay eder gibi 90'da oyuna aldı. İşte hoca farkı... Terim'in gözü kapalı oynattığı Gökhan Töre sahada adeta resital yaptı, koştu, bastı, dar alanda önüne geleni geçti. Gecenin yıldızlarından iki Gökhan, gollerin assolisti Umut ve Burak'a asist yaptı. Topal, Semih, Caner, Ömer basit oynarken görevlerini eksiksiz yaptı. Kaleci Volkan sakindi arkadaşlarına güven verdi. Terim "Hayallerimizi, hedeflerimizi gerçekleştirmek istiyoruz" sloganıyla göreve soyunmuşu. Bu hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek istiyorsak Bükreş'te Romanya'yı yenip zaferimizi taçlandırmalıyız. Bunu yapacak güce ve kaliteli oyunculara sahibiz.