Galatasaray'ın sezon öncesi performansına göz atalım. Arsenal'in düzenlediği "Emirates Cup"a davet edilen Galatasaray ikinci yarılarını iyi oynadığı Porto ve Arsenal maçlarını kazandı.
Özellikle finaldeki Arsenal maçında ilk yarıyı 1-0 geride kapatmasına rağmen ikinci yarı müthiş bir dönüş yaparak Drogba'nın iki golüyle kupayı İstanbul'a getirdi.
Kayseri'deki Süper Kupa finalinde Galatasaray yine ikinci yarıda müthiş baskılı oynadığı Fenerbahçe karşısında ciddi gol pozisyonlarını buldu. Ancak kupayı uzatmada Drogba'nın attığı golle kazandı.
Bu sükseli zaferler ve kazanılan iki kupa sonrası medyanın manşetlere taşıdığı yorum; "Galatasaray açık ara şampiyon olur" şeklindeydi. Hatırlayalım; geçen yıl da Galatasaray için "Rüya takım" yorumları yapılmıştı. Bu tür söylemler bilinç altında "Rehavet" yaratabiliyor. Ayaklar yere basmadığından futbolcular kendilerini dev aynasında görerek oynanmamış maçlar "Nasıl olsa kazanırız" duygusuna kapılıyor.
Değerli büyüğüm Şansal Büyüka bile lig arefesinde yaptığı yorumda şöyle demişti: "Fotoğraf açık ve net.. Kadro ve Hoca olarak Galatasaray rakiplerinden bir adım önde. Skoru değiştirecek çok önemli yıldızları var. Türkiye'nin en iyi hocasına sahip." Galatasaraylı oyuncuların üç haftalık maç performansına baktığımızda ayakların yere basmadığını ve rehavetin yarattığı ciddi bir disiplin sorunu olduğunu görebiliriz.
NEDİR BU ZAAFİYETLER
1- Geriye ve yana sıkıcı bir şekilde çok pas yapıyorlar.
2- Takım halinde hızlı ve çabuk oynayamıyorlar. Ayağa isabetli pas yapma konusunda ciddi sıkıntı var. İkili üçlü verkaçları göremiyoruz.
3- Savunma-orta alan-hücum hattı uyum içinde hareket etmiyor. Takımın temposu yok. Ritmi yok.
4- Sık sık değişen savunma bloğu uyum sorunu yaşıyor ve hata yapıp rakibe kolay pozisyon veriyor.
5- Galatasaray rakip kalede fazla oynamadığı gibi yeterince önde baskı yapmıyor ya da yapamıyor. Rakibi eksiltemiyorlar.
6- En önemlisi kanatlar yeterince çalışmıyor. Bindirmeleri yapan Balta-Eboue ikilisi hücuma katıldıklarında geriye hızlı dönemiyor.
ÇİN ENTRİKALARI, BİZANS OYUNLARI
Kısacası keyif vermeyen Galatasaray'ın sahada nasıl oynadığını ve sıraladığım bu zaaflarını Fatih Terim de görüyor ve biliyor. Bu tür zaafiyetler giderilebilir. Çünkü Galatasaraylı oyuncular geçen yıl eksiklerin çoğunu yapmamıştı. Zaten Fatih Terim bir yere kadar rehavete izin verir, sabreder. Gerektiğinde masaya yumruğunu nasıl vuracağını bilir. Asıl tehlike psikolojik savaştır. Şaşırdınız mı? Rakipleri sahada alt edemeyen zihniyetler çareyi rakibin içini karıştırmakta bulurlar. Buna ister "Bizans oyunları" diyebilirsiniz. İsterseniz "Çin entrikaları" yakıştırmasını yaparsınız.
Sanal ve görsel medya, son günlerde G.Saray'ı yıpratacak haberler ve twetlerle kaynıyor. Özellikle başkan Ünal Aysal ile Fatih Terim kavgaya sürüklenmeye çalışılıyor. Sneijder'in Burak ile kavga ettiği haberleri yayılıyor. Başkan Aysal, "Terim'le uzun soluklu sözleşme yapacağım" dediği halde "Terim, G.Saray'ı sezon sonu bırakacak" yorumları yapılmaya devam ediyor. G.Saray'ın parasının olmadığı söyleniyor ama G.Saray Portekizli Bruma'yı alıyor. Geçen sezon Trabzon'a 5 milyon euro'yu veremeyen Lazio'nun Burak için 15 milyon euroyu gözden çıkardığı yazılıyor. Başkan Aysal, "Burak takımda kalacak" diyor. Yine de Burak'ı Lazio'ya satmaya çalışıyorlar. Bu yıpratmaları zaman içinde daha fazla göreceğiz.
G.Saray'ı yıpratma ve kaosa sokma adına pskolojik savaş fitilini yakanların tuzağına G.Saray Başkanı, yönetimi, teknik heyeti ve taraftarları düşmemelidir. Oğuz Kaan şöyle der: "Birbirinizden ayrılırsanız hepinizi ok gibi birer birer kırıp parçalarlar. Birlik olursanız hiçbir kuvvet sizi kıramaz."
