Gençlerbirliği maçı öncesi Galatasaray "Alınacak üç puanla her şey yeniden yoluna girer" umudu taşıyordu. Geçen yılki gibi... Ama bu kez Başkent'te Galatasaray bir puanı ölüp ölüp dirilerek kurtardı.
İnsanlar yanlış yaparlar. Sadece büyük insanlar yanlışlarını anlarlar. Fatih Hoca'nın sahaya sürdüğü kadro yanlıştı. Burak'ın durgunluğu, önde top tutamaması ve boş alanlara koşu yapmaması tüm takımın dengesini bozdu. Eboue'nin aşırı güven içinde kritik pozisyonlarda topu taca atmaması Galatasaray'ın golü yemesine neden oldu. İkinci yarıya Umut'la başlamak Galatasaray'ın hücum çehresini pozitif etkilerken Umut-Elmander peş peşe iki gol getirdi. Galatasaray "Kazandım" derken üst üste iki gol yedi.
Oyuncularının büyük çoğunluğu milli olan Galatasaray gibi büyük takım geriden gelip öne geçtikten sonra komedi goller yemez. Ama Galatasaraylı futbolcuların bedenleri yorgun, akılları yorgun, dikkatleri yorgun, özgüvenleri yorgun. Fatih Hoca'nın öncelikle Galatasaray'ın bu zaafları tedavi etmesi gerekiyor.
Galatasaray'da birkaç mevkide oynayabilecek oyuncular var. Gençlerbirliği karşısında özellikle ilk yarı oyunun kilitlendiği anda orta alanda rakiple boğuşma konusunda fiziksel sorun yaşayan Emre Çolak sola, Amrabat sağa, Hamit de göbeğe kayabilirdi. Çünkü Fatih Hoca, İzmir'deki Lazio maçında Hamit'i ikinci yarı göbekte oynatmıştı. EBOUE çıkarken Aydın'ın yerine Riera girebilirdi. Riera hem top tutan hem de duran topları etkili kullanan bir oyuncu. Emre Çolak kullandığı bütün duran topları Umut, Elmander, Melo gibi hava toplarında etkili oyuncular olmasına rağmen bel hizasında ortalıyor. Dün açıkça görüldü ki, Fatih Hoca forvette iyi anlaşan Umut-Elmander ikilisinden artık vazgeçmemeli.
Not: Gençlerbirliği'ni kutluyorum. Disiplinli ve agresif oynuyorlar. Sahanın yıldızı Hurşut'u Ay-Yıldız'a düşünmeyenler üzülmeli!