Dün akşam yine zevkli bir Beşiktaş maçı izledik. Beşiktaş maçı diyorum çünkü oyundaki tempoyu ve çabukluğu getiren hep Beşiktaş oluyor. Kayserispor ise Beşiktaş'ın bu çabuk oyununa gard almak yerine, oyuna ortak olmak isteyerek kendi oyununu oynayan bir anlayış içindeydi. Esasında Veli'nin mükemmel asisti ve klasik bir Holosko koşusuyla yapılan gole kadar Kayseri'nin istediği oyun oynanıyordu sahada. Samet Aybaba'nın 27. dakikada bir Ersan hamlesi oldu, bence bu çok da doğruydu. Hem Ersan'ın o dakikaya kadar çok açık verişi hem de İbrahim Toraman'ın stopere geçip Veli'nin oyuna girişi, savunma ve orta sahayı öne itme anlamında olumlu yansıdı. Çünkü İbrahim Toraman defansın önünde kesici bir oyuncuyken, onun yerine geçen Veli, Necip ve Oğuzhan'ın arkasında bir orta saha oyuncusu oldu.
İkinci yarının başında herkesin kafasında "Beşiktaş oyunu koparacak mı, yoksa maç Eskişehir maçındaki sonuca gelebilir mi" diye bir düşünce oluştu. Beşiktaş ikinci devrenin başında skoru 3-0'a getirdi ama enteresandır bu skor farkını yakalamasına rağmen oyunu bitiremediler. Kayserispor 3 farkla geride olmasına rağmen maça ortak olarak oynayabildi. Bu da Beşiktaş'ın oyun genelindeki en büyük zafiyeti. Skor nereye gelirse gelsin Beşiktaş hep rakibine oyun ve pozisyon olarak kendini yakalama fırsatı veriyor. Bana göre Beşiktaş'ın büyük resimde asıl çözmesi gereken unsur bu.
Hakeme gelince, derbinin başarılı hakemi Halis Özkahya'nın kafası geçen haftaki maçta kalmış olacak ki çok da iyi bir performans göstermedi. İlk yarının son maçından Beşiktaş'ın resmine baktığımızda şampiyonluk yarışının içinde kalan, sezon başı beklentilerini de düşünürsek yarışa ortak olmaları açısından da oyun açısından da (tabi ki eksikleri var ama) başarılı bir ilk yarıdan bahsedebiliriz.