Trabzonspor, bol rakamlı imzalarla transferin zirvesine oturdu, rakiplerine fark attı. Her şey Vahid Halilhodzic'in, "10 transfer lazım. Yoksa ben burada kalmam" söylemiyle başladı. Başkan İbrahim Hacıosmanoğlu da hızını alamadı. Bırakın 10 transferi, 19 tane adam aldı. Almaya da devam ediyor. Bu işin hesabını, kitabını da herhalde yapıyorlardır.
Sayın Başkan Hacıosmanoğlu, hayatının kumarını oynadı desek aslında daha doğru bir tespit olur. Ya bu maya tutar ya da her şey biter.
Kısacası bu.. Kim gelirse, gelsin memnun olmayan tek isim Halilhodzic.. Şurada Rostov maçına 3 gün kalmış.. Adam sürekli sallıyor. Hem de öyle böyle değil: "Oyuncularım dediklerimi anlamıyor.
Karşı kaleye oynamaları gerektiğini söylerken, onlar bizim kaleye hücum ediyorlar." Yani bazı futbolculara "Aptal" muamelesi yapıyor.. Trabzonspor, yepyeni kurulmuş bir takım. Herkes biraz değil 2-3 ay zamana ihtiyacı olduğunun farkında..
Ama siz önemli bir Avrupa maçı arifesinde takıma böyle sözler söylerseniz, burada takım olmaktan kimse bahsetmesin. Bir oyuncu kitlesine değersiz olduğunu hissettirirseniz onlar da size hiç değer vermez.. Başkan bu konuda hep sessiz kaldı. İmza törenindeki sarılmalar, muhabbetler çok geride kalmış. Daha önce de yazdım, Trabzonlu dostlarımızla da konuşuruz.. Ortak kanı şu: "Hoca gitmek istiyor. Zoraki geldi. Lakin bu iş nasıl olur onu da bilmiyor. Şampiyonluk çok uzak" diyor.. İddiası ne, hedefi ne anlamış değil kimse.. Sonuçta mutsuz bir evlilik yapıldı. Ya başkan, "Sus" desin ya da Halilhodzic'le yol yakınken bu evliliği bitirsin