"Transfer yapmak en kolay iş.. Transferde araç değil amaç oluruz" demişti Sayın Fikret Orman.. Aslında arşivlere bakarsanız Orman'ın buna benzer birçok sözüyle karşı karşıya kalırsınız.. Ama biz konumuza geri dönelim..
Temmuz'un ortasına geldik..
Beşiktaş'ın ilk ön elemeyi oynayacağı maça şurada azıcık bir zaman kaldı.. Beşiktaş taraftarı güçlü, gümbür gümbür gelen bir takım göremiyor..
Geçtiğimiz günlerde bir grup Beşiktaşlı ile Köyiçi'nde sohbet ettim.. Taraftarın bu kadar umutsuz olduğu bir sezon öncesini görmemiştim..
Mesela havaalanında bir dünya yıldızını karşılamayı özlemişler!..
İnönü Stadı'nı özlemişler!..
Beşiktaş'ın gündeme oturduğu, konuşulduğu, tartışıldığı günleri özlemişler!.. Bahane dinlemekten bıkmışlar!.. Sebepler değil, sonuç istiyorlar!.. Fakir edebiyatından usanmışlar!..
Haklılar mı? Haklılar.. En basitinden.. 1.5 aydır en çok adını duyduğumuz iki isim var Beşiktaş'ta.. Biri Lanzini diğeri de Mitroglou.. İki oyuncu için günlerdir papatya falı açıyor Beşiktaş.. Önder Özen, Almanya'da 55 dakika süren basın toplantısında, "Perşembe günü bir isim açıklayacağız" demişti. Aradan 11 gün geçti.. Transfer yapmak için para lazım.. Beşiktaş'ta da bu yok.. Bütün kaynaklar stat inşaatına aktarılıyor.. Stadın bir an önce bitmesi çok önemli..
Beşiktaş'ın bu mali yapıda böyle flaş, büyük transfer yapma imkanı zaten yok..
Taraftar da böyle bir beklentide olmasın.. Eldeki kadroya bahsedilen isimler ya da alternatifleri alınırsa iyi sonuçtur. En zor iş Biliç'in tabi.. Bir yanda Galatasaray bir yanda Fenerbahçe..
İkisinin de kadrosu yıldızlar karması gibi.. Kolay gelsin hocam..