Akdeniz Oyunları'nın Mersin'e değerli hediyesi olan bu güzel stada verilen bu kadar emek, güzellik ne yazık ki bakımı yapılmayan çimlerin gölgesinde kaldı!.. Meseleyi sadece Mersin İdmanyurdu'nun ekonomik sıkıntılarıyla geçiştirmek, 'Kim suçlu' diye birilerini hedef göstermek Türk sporundaki "sistemsizlik hastalığını" inkar olur. Gerçekçi bakalım: 4 gün önce en çok yağış alan metropollerden Londra'da halı gibi bir zeminde oynayan Beşiktaşlı futbolcuların karşılaştığı değişimi futbolumuz adına sorgulayalım. Mersin tribünlerinden pankart eşliğinde Seba tezahüratları içimizi serinletse de futbol beklentilerin altında kaldı. Tribündekilerin bile nem ve sıcaktan zorlandığı bir ortamda futbolculara hoşgörülü yaklaştığımızın altını çizelim. Bilic, Demba Ba ve Tolga'nın sakatlığında değişikliklere gitti. Cenk ve yanında sağlı sollu bindirmeler yapan Mustafa ile 4-2-3-1'den çok 4-4-2 oynar gibiydi. Oğuzhan'ın da yokluğunda bu değişim çok yerindeydi. Bu sistem Cenk Tosun'u ön plana çıkardı. Mersin'de Marko, Beşiktaş'ta Atiba ve Mustafa'nın da standardın üstüne çıktığı maçta Cenk sahanın en iyisiydi. Gökhan'ın asistinde attığı kafa golündeki gibi biraz soğukkanlı ve özgüvenli olabilse geceyi 3 golle tamamlardı. Sanırım bu konuda biraz daha oynamaya ihtiyacı var. Bugün yarın 10 numara (Büyük ihtimal Sosa) gelecek. Bu da her bölgede olduğu gibi rekabeti getirecek. Çoklu sisteme karşı değilim ama Biliç 4-2-3-1 kadar 4-4-2'yi daha çok düşünmeli. Eldeki oyuncu grubu bu yapıyı çok iyi taşır gözüküyor. Beşiktaş'ın fiziksel ve psikolojik sancılar yaşadığı bir dönemde zor bir atmosfer ve zeminde 3 puanla lige başlaması büyük kazanç.