F.Bahçe'de Aziz Yıldırım beklendiği gibi yeniden başkan seçildi. Mehmet Ali Aydınlar'ın TUSİAD yönetimi gibi listesinin fark yemesi yanlış bir algı yönetimiyle "büyük bir zafer-hezimet" ekseninde değerlendirildi. Bu yetersiz bir bakış açısı. Futbol'A programında da izah ettim, "Katılım fazlalaştıkça fark azalmaz artar." Çünkü sandık sonucunda en belirleyici faktör Yıldırım'ın 15 yıllık iktidar döneminde 4500'lerden 13.500'lere çıkartılan üye rakamının oluşturduğu 9 bin fark... Kendi süzgecinden geçerek yapılmış üyeler Başkan Yıldırım'ın F.Bahçe üzerindeki tahakkümü ve gücünün göstergesi...
YILDIRIM'IN HIRSININ ÜRÜNÜ
Daha ilginci açık ara kazanacağını bilen Yıldırım'ın kongre süresince, üyelere dağıttırdığı köşe yazıları, kendine Cumhuriyetin bekçisi rolünü biçmesi, seçim stratejisinden çok rakiplerini yok etmeye, kendisini sosyolojik bir kahraman yapmaya yönelik hırsının ürünü olduğunu düşünüyorum. Bu tür haksız suçlamaların ceremesini camialar sonra çekiyor. 1998'de Beşiktaş'ta böyle bir süreç yaşanmış, o gün haksız iftiralara ve suçlamalara maruz kalan değerli Beşiktaşlı işadamları "İllahlah" diyerek sahneden çekilmişti. Hala da yoklar...