Beşiktaş sıkıntılı bir süreç yaşıyor. Futbol takımı irtifa kaybettikçe kulüpteki olumsuzlukların daha fazla gün yüzüne çıkacağı bir döneme girildi. 2 yıl önce kimsenin taşın altına elini sokmadığı bir dönemde Fikret Orman arkadaşlarıyla bu ateşin içine girdiği için ilk rakipli kongresinde üyelerin VEFASIYLA karşılaşmış, 21 sandıktan da galip ayrılmıştı. Eski İnönü yeni Vodafone Arena'da aldığı mesafe stat yükseldikçe desteğin devam edeceğini gösteriyor.
Ancak gösterilen VEFAnın çekilen CEFAnın SEFA ile sonuçlanması ve taçlanması için sadece yeni stadın yükselmesi yetmez! Kulüpteki sayısız aksaklıkların ve çarpıklıkların stat paralelinde düzeltilmesi gerekir.
Özellikle de Ahmet Kavalcı, Deniz Atalay ve Erdal Torunoğulları denetiminde Önder Özen'e teslim ettiği futbol takımımın ivedilikle toparlanması ve iyi bir kriz yönetimiyle sorunların aşılması şart...
SÖZÜN BİTTİĞİ DÖNEMDEYİZ
Dostlar gibi yöneticinin iyisi de kötü günde belli olur!
Kriz anlarında seçilmiş ya da atanmış yöneticilerin sundukları çözümler, yöneticinin kalitesini belirler. Profesyonel bazda bakarsak geldiği günden bu yana "Tecrübeli-tecrübesiz ve iyi-kötü yönetici" kıyaslamalarına maruz kalan Önder Özen için bu dönem kendini ispat için iyi bir fırsat. Psikolojik gel-gitlerin yaşandığı, fiziksel dalgalanmaların hatta kavgaların olduğu bir takımda şu ana kadar bilgili ve kaliteli bir profil ortaya koyan spor direktöründen daha fazlasını beklemek herkesin hakkı... Futbol takımlarında projeler üretmek, adımlar atmak önemlidir. Ancak uygulamak ve başarıya ulaştırmak yapılan işin özüdür.
Beşiktaş'ta sözün bittiği, icraatın sahnede olması gerektiği bir dönemdeyiz...