11 sarı, 1 kırmızı... Maçın özeti bu aslında. İki takımın benzer yönleri var.
Sadece forma renkleri değil, oyun karakterleri de aynı. İki takım da ayağa garanti oynuyor. Fenerbahçe, Belarus'taki maçta çok erken 10 kişi kalmıştı.
Dün de BATE, Kadıköy'de çok erken 10 kişi kaldı. Aralarında bir fark var: Fenerbahçe çok yoğun bir lig geçirdi, rakibinin ligi daha başlamadı. Fenerbahçe ile oynadığı maçlar iki resmi maçıydı.
Skor 0-0 giderken ve takımlar 11-11'ken oyun dengeli gidiyordu ama BATE'li Baga atılınca Fenerbahçe sahaya ağırlığını koydu. Özellikle Sow ile etkili oldu. Kırmızı karta kadar dengede giden oyun tek kaleye döndü ve ilk yarının son dakikasında da olsa gol geldi. Bu gol gelmese oyuncu ve taktik değişikliğine gidecekti belki de Aykut hoca devrede ancak bu golün avantaj olacağını düşünüp değişikliğe gitmedi.
BATE'nin oturaklı takım olması oyunun içerisinde özellikle ikinci yarının ortalarında bir 10 dakika sanki 11'e 10 oynanmıyor gibi gitti. Fenerbahçe takımı iki yorgun kenar oyuncusu nedeniyle ileri çıkamadı. Özellikle de Ziegler. Yobo hazır değil ve genelde risk almadı. Rakiplerine yakın oynamadı ve hep Egemen'e bıraktı.
Maçın ikinci yarısında Mehmet Topal, Cristian iyi oynadı ama genel olarak şunu söyleyebiliriz ki sinir bozucu bir maçtı. Fenerbahçe'nin tedirginliği rahat oyununu engelledi. Tedirginlik gol pozisyonu üretmede ve son paslarda problemler yarattı ama Fenerbahçe gibi bir takımın da daha rahat götürmesi gerekiyordu maçı. Seyircisiz bir statta Avrupa klasmanında kendisinden önde olan bir takıma karşı turu geçmek de yoğun maç trafiğindeki Fenerbahçe için çok önemliydi. Evet iyi oyun olmadı ama 16'daki maçta da rakibi Plzen'i yenip 8'e kalma şansı var bence...