Öncelikle iki takımı da canı gönülden kutlarım. Ligde ilk yarının son haftası gelmişken oyuncuları kontrol etmek çok zor. Ama tıpkı bir lig karşılaşması gibi ciddi, mücadeleci bir oyun oldu. Göztepe maçından sonra bu maçta da Fenerbahçe'de ideal 11'inin dışındaki genç oyuncular, "Görev verilirse biz hem kafa hem fizik olarak hazırız" dediler.
İki takım da karşısında bir lig maçı gibi hazır bir rakip olunca seyre değer güzel bir maç oldu. Fenerbahçe'de sonradan giren Cristian ve Sow'un buluştukları ilk pozisyon gol oldu diye, maçı o dakikaya kadar getiren isimler bir şey yapmadılar sanılmasın. Orada Baroni de Sow da klasını gösterdi. Hatta ikinci golde Selçuk'un derin pasında 'Niye vuruyorsun' denirken Sow'un dönen topunu Cristian harika tamamladı.
Kazanılan penaltıda oyunun bitmesine 9 dakika kala, Sivasspor'un maça ortak olma şansı vardı. Onu da tıpkı Melo gibi genç kaleci Mert Günok çizgiyi ihlal ederek gole izin vermedi. Çok yoğun bir maç trafiği başladı. Bu devre arası da devam edecek. Lig, kupa, Avrupa derken Aykut Kocaman çok dikkatli rotasyonlar yapmalı, yapıyor da... Taraftarın dün salon ve stat olarak ikiye bölünmesi tabii ki stadın boş kalmasının sebebiydi. Keşke daha önce kurumlar organize olsa bu çakışmaya bir çözüm bulunabilseydi.

SİVAS'TA SORUN SAVUNMA
Selçuk Şahin ve Salih Uçan, biri tecrübeli, biri tecrübesiz... Selçuk, Salih'e oyun içerisinde çok iyi örnek oldu. Selçuk koştu koşturdu, Salih'in de rahat oynamasını sağladı. Semih'i ilk yarıda beğendim, fizik kalitesini beğendim. Bunu her şeyden önce kendisi için yapmalı. Sivas takımı bildiğimiz gibi açık oynayan bir takım ama savunmasında hala arıza var. Hakem Özgür Yankaya dün akşam temiz bir maç yönetti.