Kupadaki Antalyaspor maçında elenerek demoralize olmuştu Beşiktaş. Bundan sonra tek dalları kaldığı için tamamen lige asılacaklardı. Gençlerbirliği, ligdeki sıralaması ve oyun içerisindeki skor ne olursa olsun oyun anlayışlarını hiç değiştirmeyen bir takım. Maçın ilk 35 dakikasında alışılagelmiş Beşiktaş'ın bir yönü eksikti. Çok pozisyona giren ve çok pozisyon veren Beşiktaş gitmiş, yerine bir gol ve 3 net pozisyon veren ve karşılığında pozisyona bile giremeyen bir Beşiktaş izledik. İlk yarıda maçı kopartabilecek pozisyonlar yakalayan Gençlerbirliği, Beşiktaş'tan yediği golle oyun kontrolünü de rakibine verdi.
İkinci yarının başında bu kez Beşiktaş maçı kazanabilecek pozisyonları buldu.
İkinci yarının başından itibaren panik yapmadan oynayan Gençlerbirliği, 80 ve 86 arası bir anda dönen topları boş alıp çabuk çıktı, skoru çevirebilecek pozisyonlar da buldu.
19 Mayıs Stadı'nda soğuk havaya rağmen zemin güzeldi. İlk 35 dakika ve son 15 dakikadaki Gençlerbirliği, diğer bölümlerdeyse Beşiktaş'ın oyunu iyi bir maç izlememize neden oldu.
Almeida'nın iki pozisyonu var... İkisi de sağ ayağına geldiği için değerlendiremedi. Gençlerbirliği'nin yediği golde top ayağına çarpıp kaleciyi yanıltmasına rağmen Aykut maç boyunca iyi top oynadı. Ayağı iyi, sakin, santrforlara yakın oynuyor ve yüksek toplarda da iyi. Ama henüz geniş alanda görmediğim için gelecekle ilgili bir şey söyleyemem.
HAKEMİ ÇOK BEĞENDİM
Beşiktaş'ta Manuel Fernandes ve Oğuzhan Özyakup'un yokluğu ileri uçta yaratıcılığı açıkça etkiledi.
Karşılaşma boyunca doğru kararlar veren hakem Suat Arslanboğa'yı çok beğendim.