Son 7 maçta sadece 1 galibiyet alabilen Galatasaray şunu çok iyi biliyordu: Gençlerbirliği karşılaşması dışındaki bütün maçlar geldi aslında Galatasaray'a. En son içeride oynadığı ve Muslera'nın duş almadığı maçı da 1-1 bitirdi; ardından rakipten çok saha şartlarıyla uğraştığı Cluj maçını da!
Aslında alınan sonuçları oyuncular mutlaka aralarında değerlendirmişlerdir. Bu yüzdendir ki eleştirilere karşı yüksek konsantrasyon ve yüksek tempo ile başladıkları Kayserispor maçının daha ilk yarısında oyunu bitirdiler . Önce doğru bir kararla ofsayt kaldırılan Burak Yılmaz'ın attığı gol aslında bu sonucun habercisiydi. Ve organize ataklarla ilk yarıda 6 tane net pozisyon bulup üç tanesini de gol yaptı Galatasaraylı futbolcular. Buna karşılık olarak da iki tane net pozisyon verdiler kalelerinde.
Selçuk 'un yanında Yekta oynayınca (Yekta'yı Fatih Terim'in beğendiğini düşünüyorum. Melo'nun yokluğunda önce Yekta'yı kullanmayı düşündü Terim ve o da hocasını mahçup etmedi) bir çok sorun halloldu. Yekta sadece kendisi iyi oynamadı Selçuk'un da performansını arttırdı.
Nasıl mı? Melo-Selçuk ikilisi yan yana oynarken merkezde birbirlerine yolunu kapatıyorlardı. Yani ikili oynamayı beceremiyorlardı en azından bu yıl... Dün Selçuk solda, Yekta sağ da olmak üzere ikisi ayrı iş yaptılar...Bu hem savunmada beklere yardımcı olmalarını hem de hücumda diğer arkadaşlarına faydalı olmalarını sağladı. Melo ile Selçuk birlikte oynadığında Melo forvet arkası gibi erken koşular yapıyor ve Selçuk'un ofansif gücü azılıyordu. Dün sürekli çapraz koşular yapan Burak ve Umut'a Selçuk çok güzel servisler yaptı.
Kayserispor 'a gelince. Kulüp Başkanı Sayın Recep Mamur'un yeni teknik direktör Prosinecki'nin gelmesinden iki gün sonra verdiği demeci bence gözden geçirmesi gerekiyor. Sayın Mamur, "Bu kadro Kayserispor tarihinin en iyi takımı" demişti ve bence yanılıyor. Prosinecki de "Dışarda Galatasaray sahada biz favoriyiz" diyordu. Onun yanıldığını da sahada gördük.