Derbinin "çatır - çatır" sesiyle geçti 90 dakika... Her yudumunda mücadelenin, hırsın, isteğin, tadına varıyorduk. 10 kişi kalan Fenerbahçe'nin sanki her şey eşitmişçesine oyuna ve rakibe hükmetmesi bir tarafa, Beşiktaş'ın ligin başında yakaladığı tempo ve arzuya ulaşmasıyla hazırladığı tuzakları işleme koyması öte tarafa...
Oyunun hükmüne Fenerbahçe'de Gökhan Gönül kesiyordu. Bir amatörce çalım yedi, iki pozisyonda ofsaytı bozandı. Almeida'nın aklı ve ustalığından iki gol çıktı. 12 haftadır kaçırdıklarını, 12 dakikaya sığdırıyordu Portekizli.
İkinci 45'te bu kez Necip iki kırmızıyı 20 dakikaya sığdırmayı başardı. Tek kaleye döndürülmüş bir Kadıköy gecesinde, Tolga ile Fenerbahçe şutları arasında mekik diplomasisi başladı. Üst üste pozisyonlar geliyor, kalesinde devleşen bir usta ile uğraşıyordu Fenerbahçe...
BUNUN ADI İHANET
Bir gol sayılmadı. Tolga'nın boşa çıkışını, en kolay kararla, "kaleciye faul" diyerek geçiştirdi Cüneyt Çakır. Skor 3-3'e geldiğinde Pektemek'in koluna çarpan topa da "devam" dedi. Ama Fenerbahçeliler bunları bir kenara koyup, kendini attıran, rakibini sakatlayacak darbeden de kendini sakınmayan Meireles ile ilgili eleştiri üretmeliler.
En güvenilen oyuncunun, en zayıf halka haline gelmesi, ligin raconunun kesileceği bir maçta, bu terbiyesizliği çekinmeden yapması affedilmez. Takım arkadaşlarına da, teknik direktörüne de ihanet içeren bir tavır bu.Bunlara rağmen son saniyeye kadar galibiyetin peşine düşen, kalplerini ve enerjilerini bir saniye bile sakınmadan, uğraşan bir takım seyrettik. 10 kişi kalmak durdurmadı onları.
Ya da sayılmayan gollerle arkadan çekilmeleri de... Onları durduracak güç yok artık. 31 maçtır hiçbir derbiyi kaybetmiyorlar Kadıköy'de. Ve onların arkasında duran bu taraftarı sevinçle evine göndermek için de son enerji kırıntılarını bile sakınmıyorlar.
Fenerbahçe büyük takımın ne demek olduğunu anlatıyor herkese. İyi dinlesinler, seyretsinler...
MAÇIN ADAMI: TOLGA ZENGİN