Daha başlama düdüğü çaldığında, her iki takımın da kafasında ikinci maçın olduğunu anladık. İtalyanlar yılların değiştirmediği oyun ve profesyonellik karakterlerini beraberlerinde getirmişlerdi. Rakibi oyala, maçı yavaşlat, rakibinin sinir dengesini boz...Bir de 10 kişi kaldılar. Maçın koşma mesafesini ölçenler, zaman kodlamasında bir de yerde yatıp da kalkmayanlar süresini eklemeliydiler. Sadece taktik, enerji değil, sinir katsayılarıyla da oynanıyordu maç. Sakin kalınmalıydı, kaldılar. Sabırlı olunmalıydı; oldular. Lazio analizleri, "Hızlı hücumlara dikkat" diye yazıyordu. Bir tanesine bile izin vermedi Aykut Kocaman'ın takımı. Duran toplar dışında ceza alanına etkili top sokamadı İtalyanlar. Geriye bu kadar istekli koşan bir takımla oynarken, adam eksiltmek zorundaydılar ve her denemelerinde ikili bir setle karşılaştılar. Fenerbahçe çözümü kanatlara taşıyarak arıyordu. İlk yarıda etkili geldiler. Bir keresinde de direkten döndüler. Lazio'yu ceza alanı çizgisine yatay yerleştirip, şutlar da denediler. Meireles'inkinde de direkten döndüler. Spartak Moskova maçı gözümüzün önünden geçti. Eksik kalan rakibe karşı oyunu tek kaleye çevirmiştiler. Ama direkleri yazıyorduk notlarımıza.

CANER'İN GÖNLÜNÜ ALDILAR
İlginçtir; Salih oyuna girdikten sonra penaltı geldi. Plzen maçında girer, girmez skoru yapmıştı genç oyuncu. Bastığı çime bereketi de taşıyor, sadece paslarına değil sanki. Sertlikleri ve fizik güçleri ile nam salmış bir ekolü, her temaslı mücadelede de geride bıraktı Fenerbahçe... Aykut Kocaman bir bütünü anlatmaya çalışırken ifade etmek istediklerini artık sahada oyuncuları anlatıyor, bir türlü anlamayanlara. 51. maçlarında, sanki üç gün önce oynamamış gibiler. Bu enerjiyi kaslara taşıyan Alper Aşçı da sezonun kahramanıdır.
Ve 12. Adam... Saracoğlu'nda kendilerini eğlendirmeden, takımları gibi maçı oynadılar. Islıklar, çığlıklar, alkışlar... Hata yapanı demoralize etmeden, son dakikaların anlamanı bilerek, bütünleştiler sahadakiler ile. Caner'i alkışlarla sahaya çıkartıp, gönlünü aldılar. Ronaldo frikiğiyle de oyuncu ikinci golü hazırladı. Demek ki; yumruk olunduğunda, herkes üstüne düşeni yaptığında, renkler sevildiğinde, herkes mutlu oluyor. Birileri bunu unutmasın...