Caddede yürüyorum. Bir hercümerç, bir çılgın kalabalık. Saatime bakıyorum. Dokuz dakikada bir idam! Her dokuz dakikada bir...
Gazeteler, Mısır'da, kendine 'hakim' diyen bir mahkeme başkanının yönettiği duruşmanın sadece dokuz dakika sürdüğünü ve dakika başına yaklaşık 76 idam cezası kararının düştüğünü yazdı!
Devrimin umutlu ülkesini darbelerle cehenneme çevirenlerin topraklarında 528 kişi hakkında idam kararı verildi. 37 kişinin idam kararı onandı.
Doymadı darbe ejderhası, emir verdi yargıcılarına, 683 kişi hakkında daha idam verdirdi.
Darbe mi dedim? Yanlış demişim, insan etiyle beslenenlerdir bunlar.
Arap Baharının çiçeklerini, Mübarek diktatörlüğünü yenenleri, özgür seçimleri, millet iradesinin iktidara taşıdığı İhvan Hareketi'ni bitirmek için tezgahlanan 'Batıcı' senaryonun son filmini izliyoruz.
Yetmedi bunların zulmüne, sokaklarda yüzünden vurulan binlerce kişi yetmedi! Gün ışığında, dünyanın gözü önünde gerçekleştirilen gasp yetmedi. Şimdi hakkını arayan halkı teker teker asmak için harekete geçiyor 'Batılı değerlerin' Sisi'si!
Gücünü gül yüzlü Esmaları vuranlardan alan, cüretini Müslümanların mesajın özünü hatırlamalarından ve ayağa kalkmalarından duyulan büyük korkudan, halkların karşısına çıkarılan her türlü anti demokratik tezgahı görmezden gelen o kör, o riyakar 'demokrasilerden', Avrupalardan, Amerikalardan alanların 'ilerici' terörüne şahit oluyoruz.
Yüz yıl sonra ilk kez serbestlik diyebilen insancıkların hürriyet tutkularını kursaklarında bırakanların katliamlarına tanık oluyoruz.
Mısır'da seçimlerin üstünden bir yıl geçmeden Tahrir'de toplanıp 'özgürlük' diyenler ordu göreve çağrılarıyla çağırdı bu karanlığı! Seçilmiş hükümet devrildi, asker yönetime el koydu. Dün halkın iradesiyle devleti yönetenler terörist yapıldı.
İdam kararlarına verilen cılız tepkiler, Almanya Cumhurbaşkanı'nın ODTÜ'deki abuk sabuk konuşması kadar bile olmayacak elbette. Bunu biliyoruz. Kemleri, kümleri ezberledik artık...
Mısır'ın nefesini kesiyorlar mesele bu. Mısır'daki 'kendini bulma isyanını' gaddarca cezalandırıyorlar.
Darbecileri korkutan da İhvan'ın şiddete başvurmayı bu zamana kadar reddetmesi.
Öldürüyor olmuyor, hapsediyor olmuyor. Olmuyor, olmuyor...
6 Nisan Hareketi'ni de yasakladılar! Sadece Müslüman Kardeşler'e değil tüm muhalif gruplara yönelik bir kin hareketidir bu.
37 idam kararından birkaç tanesini asarak dünyaya 'Radikal İslam'la savaşıyoruz' mesajını vermek istiyorlar.
Aynı ülkemizde Ak Parti'nin El Kaide ile bağdaştırılmak istenmesi gibi.
Olay Mısır'da değil Türkiye'de geçiyor aslında!
Sultanların, despotların, İslam maskesi takmış firavunların arasından ayağa kalkan, söz alan, çağrılar yapan herkese savaş açıyorlar, sakatlıyorlar.
Bize de böyle yapmak istediler. Gezi ile Ukrayna, 17 Aralık parabol komplo ile Mısır!
Uzun Adam'ı Mursileştirip, coğrafyamızda yeni kapılar açmaya çalışanları, milli iradeyi devirip en az üç bin kişiyi hapislere tıkacaklardı.
Başbakan'ın kelepçeleri parlatılmıştı.
Listeler, dosyalar, intikam planları... Ellerini ovuşturdular, salyalarını akıttılar. Ama Anadolu Ruhu, ama Yenikapı Mitingi onlara avuçlarını yalattı.
Mısır kabusunun asıl mekanı burasıydı! Uyanmalıyız artık...
"İdamları onaylayanlar, o müftü, o El Ezher Üniversitesi, televizyonlara çıkan sofularca Kur'an okuduğu söylenen o faşist ordu falan, bunlar Müslüman ise eğer, biz neyiz?" diye soruyor içimdeki Çekirge!
Susuyorum. Yürüyorum İstiklal'de...
Kahire'de kurulan engizisyona karşı R4BİA çığlığıyla başlayan vicdani itiraz artık sadece tekbir sloganlarına değil, hangi inanıştan olursa olsun kalbi olan herkesin insanlık namına tepki vermesini sağlayan bir ortaklığa ulaşmalı. Sesimizi dünyaya ancak böyle duyurabiliriz diye geçiyor aklımdan...
Tam o sırada önümü kesiyor tombul bir oğlan. "37 SAS kedisi kaldı abi!" diyor. "37 mi, nerede?" diye soruyorum gayriihtiyari. "Adana'da abi, nesli tükeniyor bunların, üye olmak ister misin bize? Kredi kart numaranı ver, kurtaralım kedileri."
Burnuma soktuğu resme bakıyorum, sevimli kediler. Gencin gözlerine bakıyorum. Güleç bir insan.
Cevap vermeden sıyrılıyorum yanından. Caddede sokak çalgıcıları önünde kızlar selfie çekiyor. Tepemdeki saatin sarkacı her dokuz dakikada bir beynime iniyor...