İREM HATTAT (Avrupa Cinsel Sağlık Birliği Başkanı)
- Cinsel fonksiyon bozukluğu olan kişi kendisini nasıl hissediyor?
- Bunu hastalara sorduğumuzda en sık aldığımız yanıtlar arasında, kendine güvende azalma, endişeli, öfkeli, üzgün, depresif, cazibesiz ve mutsuz hissetme yer alıyor. Aynı şekilde hastaların partnerleri de kendilerini kızgın, utanç içinde, endişeli, şaşkın hissediyor; çoğunun kendisine olan güveni azalıyor, kendilerini çekici hissetmiyor. Kısacası erkeğin sorunu kadını, kadının sorunu erkeği etkiliyor. Bu nedenle günümüzde cinsel sorunları bireysel değil, çiftin sorunu olarak ele alıyoruz. Çiftin mutlu olacağı bir cinsel beraberlik hedefliyoruz.
- Türkiye'de iktidarsızlık sorununun yüksek oranda olduğu söyleniyor, nedir oran?
- 1970'lerde ABD'de yapılan araştırmalarda 40-70 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 52'sinde cinsel problem olduğu ortaya çıktı. Araştırmalara göre dünyada 1995'te sertleşme problemi yaşayan erkek sayısı 152 milyon ve bu rakamın 2025'te 222 milyonu bulması bekleniyor. Buna neden olarak da beslenme ve yaşam tarzındaki değişikliklerden, strese kadar birçok faktörün etkili olduğu düşünülüyor. Bu hastaların sadece yüzde 2'lik kısmında sorunlar doğru teşhis edilerek tedavi doğru yapılabiliyor. Yüzde 98'inde ise maalesef ya doğru teşhis ya da doğru tedavi eksikliği doğuyor.Türkiye'deki çalışmalarımızda tespit ettiğimize göre 40 yaş üzerindeki erkeklerde cinsel fonksiyon bozukluğu oranı yüzde 70'e kadar çıkıyor. Bunu hafif, orta, ağır olarak üçe ayırdık. Ağır derecede cinsel fonksiyon bozukluğundan yakınanlar, doktora mutlaka başvuruyor. Çünkü bunların cinsel hayatını sürdürmesi için bir yardım almaları gerekiyor. Ama ikinci grup, hafif ve orta derecede olan gruptakilerin halen doktor yardımı alması söz konusu değil. Bu grupta sıkıntı şu; bu kişiler cinsel sorunları olduğunun farkında değil. Farkında olsalar bile belki de tedavi edilebileceğini bilmiyorlar. Ülkemizde her 10 hastadan ancak birinin hekime başvurduğu ortaya çıktı. Bu nedenle telefonla yardım, hattı büyük önem taşıyor. Aile Sağlığı Araştırma Derneği'nin (0212) 282 01 01 nolu telefon yardım hattı ile ww.cinselliksor.com adlı internet sitesinden binlerce kişiye yardım ediyoruz.
- Bu rahatsızlığı yaşayanlar genelde kendi istekleriyle mi, yoksa eşlerinin baskısıyla mı geliyor?
- Sertleşme sorunu konusunda çiftlerin birbirleriyle konuşmaları çok önemli. En son yapılan uluslararası bir araştırmada, eşlerinin sorunlarına anlayış göstermeleriyle eşlerin daha kolay tedaviye yöneldiklerini, sorunların konuşulmaması durumunda ise hem erkek hem de kadının içlerine kapandıklarını ve tüm evlilik hayatının etkilendiğini görüyoruz. Tabii ki erkekte cinsel fonksiyon bozukluğu olduğunda, eşi de depresif, özgüvenini yitirmiş hissediyor. Bazen erkeğin kendisini aldattığına dair düşüncelere kapılıyor, artık cazibeli olmadığına inanıyor. Özellikle konu çiftler arasında konuşulmadığında aralarındaki duvar gittikçe büyüyor ve tüm aile birliği derinden sarsılıyor. Dolayısıyla konuşmak ve bu sorunu paylaşmak, tedavide en önemli unsur. Cinsel işlev bozukluğu için erkekleri hekime başvurmaya teşvik eden en önemli faktör eşleri. Dünyada 150 milyon erkeğin karşı karşıya bulunduğu bu sorunun dile getirilmesi tabu olmaktan çıkmalı.