İzzet Yıldızhan ve Nihat Doğan'ın; dört telekızın şikayeti üzerine gözaltına alınması Van Depremi'ni bile unutturdu.
Nasıl unutturmasın! Ee biz, her fırsatta paparazzi döven ama magazin sever bir milletiz! Herkes iki kafadarın açıklamalarıyla dalga geçiyor.
Evet, dalga geçilmeyecek gibi değil. Lakin ben hazır bu skandal konuşuluyorken sıkıcı ama çok yerinde bir tartışmayı tekrar gündeme getirmek istiyorum.
100 BİN SEKS İŞÇİSİ
Bakın köşemde 3 Mart Uluslararası Seks İşçileri Hakları Günü'nde ne yazmışım:
"Kırmızı Şemsiye Seks İşçileri İnisiyatifi adlı grup, Ankara'da gösteri yürüyüşü yapacak. Talepleri arasında; seks işçiliğinin de bir iş, bir meslek olarak kabulü ve belli standartlara kavuşturulması, tüm vatandaşların yararlandığı sosyal güvenlik haklarından yararlanmak, örgütlenme özgürlüğü yer alıyor. En önemli talepleri ise sendikalaşmak...
'Herkes sendikalı da, bir siz eksiktiniz' demeyin... Türkiye'de 15 bin kadın; kayıtlı olarak seks sektöründe çalışıyor. Kadın, erkek, transseksüel, çocuk ve mültecilerle birlikte kayıt dışı rakamlar 100 bine ulaşıyor. Ankara, İstanbul ve İzmir'de 30 bine yakın kadın; vesika alabilmek ve genelevde çalışabilmek amacıyla sıra bekliyor...
Keşke böyle bir sektör olmasa, kadınlar kaçırılmasa ama tarih boyunca bu insanlık ayıbı hep yaşandı. Ve madem böyle bir sektör var, devlet bu işi kayıt altına alıyor, o zaman seks işçilerinin sorunları da çözülmeli. Çok fazla sorun var. Tek bir örnek vereyim: Türkiye'de seks işçilerine tecavüz, ceza indirimine giriyor. Durum bu kadar vahim yani!"
Şimdi de umuyorum ki bir haber kanalı Yıldızhan'ın telekızları dövme vakasının özelinde, seks işçilerinin sorunlarını tartışmaya açar!