Beşiktaş'ın CSK Sofya ile oynadığı maç sonrası iyi derecede Almanca bilen Star TV muhabiri Uğur Önver, Bernd Schuster'le Almanca röportaj yapınca başına gelmeyen kalmadı. Önver, Schuster'in, FB için 'yaralı bir hayvan gibi' benzetmesini aynen çevirmesine, Beşiktaş İletişim Sorumlusu Gökhan Dinç çok kızmış.
NEDEN İSPANYOLCA?
Niye kızmış vallahi anlamadım? Dinç kızmakla kalmamış, Schuster ile İspanyolca konuşulmasını ve bu konuşmayı Beşiktaş'ın tercümanının çevirmesini istemiş. Hızını alamamış, Önver'in futbolcularla yapmaya çalıştığı röportajları engellemiş. O da yetmemiş kendisine "Ortamı Nazi subayı gibi gerdin" diyen Önver'e "O gözlüklerini var ya müsait yerine sokarım. Patronlarına şikayet edileceksin, bir daha yayın yapamayacaksın. Benim stadıma giremeyeceksin." demiş. Vay, vay, vay... İletişim sorumlusuna bakar mısınız? Bir kere Dinç'in basın çalışanlarını engellemesi suç? Eğer Star TV, UEFA'ya şikayette bulunursa Dinç ve Beşiktaş kulübü kesin ceza alır. İkincisi Dinç'in yaptığı hakaretler de ayrı bir tazminat davasını hak ediyor. Şimdi gelelim asıl soruya: Dinç neden Schuster'in İspanyolca konuşmasını istiyor? Çünkü Türk basınında İspanyolca bilen çok az, belki de hiç yok! Dinç'in amacı hocayı İspanyolca konuşturup kendi tercümanının gerekli sansürü yapmasına fırsat tanımak. Aslına bakarsanız bu tercüme meselesi büyük bir sorun. Örneğin Galatasaray'da Rijkaard'ın söyledikleri ne hikmetse hep yanlış çevriliyor! Fenerbahçeli Brezilyalılar'ın konuşmaları nasıl çevriliyor Allah bilir. Rijkaard, Schuster ve daha önce Türkiye'ye gelen diğer büyük teknik direktörler aynı zamanda birer futbol filozofudur. Onların yaptığı açıklamalar yurtdışında hep tartışma konusu olur. İngiltere'de Arsene Wenger'in futbola dair yaptığı felsefi açıklamalarıyla doldurulur spor sayfaları. Bu noktada Jose Mourinho'dan bahsetmeme gerek yok herhalde! Türkiye'de ise yabancı teknik direktörler ve futbolcular hep "Önemli olan üç puan", "Takımın oyunundan memnunum" benzeri klişelerden bahseder!
DERDİNİZ NEDİR?
Niye? Çünkü konuşmaları büyük bir sansür süzgecinden geçirilir. Kimse de bu duruma ses çıkarmaz! Ne Futbol Federasyonu, ne bu sansür yüzünden yayın kalitesi düşen TV kanalları ne de futbol yazarları. Beni asıl hayrete düşüren de futbol yazarları! Sansürcü zihniyeti eleştirmelerini geçtim, yahu bu hakaret edilen, baskıya uğrayan kaçıncı meslektaşınız? Niye bu konular üzerine kalem oynatmıyorsunuz? Kimden ve neden korkuyorsunuz? Nedir derdiniz? Türkiye'de canı sıkılan "Ne olacak bu magazin basını" diye söze başlar ama asıl tartışılması gereken futbol basınıdır.