Cuma akşamı İstanbul Akatlar'dayız. Saat 20:00 civarı.
Tam ofisten çıkacağız gözümüz NTV ekranına takılıyor.
Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ndeki NTV muhabirine canlı bağlantı var.
Muhabirimiz öyle iştahla ve felaket haberciliğiyle anlatıyor ki, değil karşıya geçmek, evden burnumuzu çıkartmak hata.
İki köprü de kilit.
Kriz var kriz!
Hem de en büyüğünden.
Bittik, bitiyoruz.
NE BAYRAMMIŞ!
"İstanbul'dan kaçış sürüyor sayın seyirciler", "İstanbul'da alarm!" gibi cümleler kuruluyor.
Ve muhabir hızını alamayıp mikrofonu gişelerin önündeki bir araç sahibine uzatıyor;
"Kaç saattir yoldasınız?"
Cevap: "20-25 dakikadır."
E zaten normal köprü trafiğimiz böyledir.
Fark göremiyorum muhabir kardeş. Biraz sakinleş!
Sonra başka bayram haberlerine geçiliyor...
Bayram alışverişi, bayram hava durumu falan.
Öyle bir tablo çiziyorlar ki sanırsınız Irene Kasırgası New York'u değil İstanbul'u vuracak!
İstanbul'da alarmmış, İstanbul'dan kaçışmış.
Off ya, ne bayrammış!
NEDEN ACABA?
Her şeyi göze alıp korku içinde Anadolu Yakası'na geçmek için yola çıkıyoruz ve abartısız 20 dakikada Anadolu Yakası'nda gideceğimiz adreste oluyoruz.
Habercilerimiz abartmayı seviyor mu acaba?
Peki, neden acaba?
Not: Bu arada yeri gelmişken sormadan edemeyeceğim; ABD'yi alt üst eden, New York'u hayalet şehir haline getiren, yüzyılın en büyük kasırgası olarak adlandırılan Irene Kasırgası'na haber televizyonlarımız neden gerektiği gibi yer vermiyor?
Günlerdir Irene gelişmelerini almak için kanal kanal dolaşıyoruz ama ellerimiz bomboş kalıyoruz.
Bu da bayram rahatlığı mı?