Kim bilir buuu gidişiiin, dönüşü olacaaak mıııı? Dönüşünü bilmem de, hedefe ulaşırsak şu elimde tuttuğum kırmızı kurdeleli şarabı ev sahibinin kafasında kıracağım ondan eminim.
Ay Bilmemneköyler, Kilyos yolunda evler, Sarıyer tepeleri tepelesin sizi ya!
Şimdi çok sevgili bir arkadaşımız hafta başında "Doğum günüm evde parti veriyorum de hayde kalkın gelin" diye hepimizi SMS'ledi.
Cumartesi gecesi de ben, manita ve taze evli arkadaşlarımız Bora-İdil Etiler'de buluştuk, tek arabaya doluştuk. Sarıyer yolcusu kalmasıııın!
Yağmur da şakır şakır maşallah. Bu arada İdil başladı anlatmaya. Zekeriyaköy'e taşınmayı düşünüyorlarmış. Eeeee?. İdil bahçeye maydanoz ekecekmiş. Güzel, ot severiz. Böyle evler bahçe içi bahçe içiymiş. Ev-ofis takılacaklarmış.
İKİ İNEK GEÇTİK
E peki yol? Amaaan ne varmış, Ulus'a yirmi kilometreymiş. Haaaa iyi o zaman. Off şu Maslak trafiği de bir gün tıkanmasın, vatandaşı kanırtmasın yani.
Sarıyer Börekçisi'ni görünce "Geldik mi?" diye sordum. Hani insan bu soruya ne cevap ister? "Az kaldı", "Eli kulağında" falan. Bora "Yok daha soldan tepeye çıkacağız yolumuz var..." Deme. "Peki sen biliyor musun evi, yoksa açıp soralım da tarif etsinler..."
Bora, yoldaki her Türk erkeği gibi "Ben biliyorum yaaa buluruz..."
Git Allah git. Tepelere çıktık. İki inek geçtik. Benzin ne durumda acaba? Bu arada erkekler nuh diyor peygamber demiyor. İlle de adresi sormayacaklar ya. Misal yol iki yol ağzına geliyoruz. Sağ mı sol mu? Ooo piti piti yapıp dalıyorlar birine.
İnsan neden canım İstanbul'un içi varken, kalkar iki ot dikecek, üç kuş cik cik edecek, dostlar alışverişte görecek diye dağ başına taşınır yahu?
Aldım sazı elime, döndüm arkadaki evli kankilere.
'BAYILIRIM VALLA'
"Hele bi böyle yerlere taşının evinize gelirsem namerdim. Alırsın bir kamera bağlarsın bilgisayarına internetten çetleşiriz valla. Düşünsene, kız başına eve dönerken araban bozulsa, dışarısı yağmurlu falan o sırada arkadan uzun siyah pardösülü bir adam gelse (biraz korku filmi izlerim de) "Nereye bacım?" dese, napacaksın ha?" İdil "Ay düşer bayılırım valla."
"Sonra hadi bi Akmerkez'e gideyim de Remzi'den kitap alıp, bir fincan kahve hüpleteyim, Boğaz'da yürüyeyim yok! İlle de döküleceksin yollara. Ayrıca bir araştırmaya göre şehir dışına taşınan evli çiftlerde boşanma oranı yüzde doksanlara varıyormuş. Ben alırım sana Migros'tan en yeşilinden maydanoz" (Yaz kızım Ayşe).
Git babam git. Neyse bir amca bulduk adresi sorduk, "Hele bu yolu git, Erol Restoran'dan sola dön, sonra yine git git, yokuşu çık ora".
Sonunda aranan site bulundu. Bahçe mahçe hak getire, düz düz binalar işte.
Bir de yanlış kapıdan girdik diye bekçi tarafından kovulduk. Finalde binayı ararken ıslak sıçanına döndük. Sorarım size değer mi hiç?
Değer mi?